6 Ekim 2023 Cuma

Tembel Gezginin Günlüğü-5 Uçhisar

Avanos'ta bir kez daha ,bu kez de hediyelik eşya almak isteyenler için bir mola verildi.. Almayacaklar alanları bekledik..
Kapı önünde,içerde satılan aytaşından boncukları bileklik olarak iliğe dizen bir amcanın yanına oturdum.. Biraz sohbet ettik.. Gelen ziyaretçilerden memnun.. Ortalıkta hiç Suriyeli görmediğim için merak edip sordum.. "Hepsi otellerde çalışıyor,ondan göremedin."dedi.. Doğru ya,yüzlerce otel,pansiyon var.. Bunlarda çalışacak elemana da ihtiyaç.. Saat 17.00.. kapadokya gezisinin son duraklarından biri Uçhisar ama sadece panoramik olarak ,otobüs içinden görüyoruz.. Kulağımızda rehberin anlatımları.. "Uçhisar Kalesi,22 katlı bir yapı yüksekliğindedir. Her tarafı delik deşik görünümlü bu oluşumun içi doğal depo olarak kullanılıyor.. Limon,patates,soğan depoları bol bol mevcut.. Depoların yazın 17-18 derecede sabit olan ısısı kışın da 15-16 dereceden aşağı düşmüyor.. 15 kadar yeraltı şehri bulunuyor bütün bölgede.. Bunların 90 kadarı ziyaret edilebiliyor.." Rehberimizin bize bir yeraltı şehri gezdireceği sözü benim için çok iyi bir haber oluyor.. Daha önce buna fırsatımız olmamıştı.. Çevresi patates ve çerezlik kabak tarlalarıyla kaplı Çardak Köyü'ne geldik.. Kozaklı'da çıkan termal su sayesinde de bağcılık,sirke,şıra,şarap üretimi artmış..
Aslında yeraltı şehrinden çok bir kaya kütlesinin içinin oyulmasıyla oluşmuş kaya içi şehri demek daha doğru buraya..
Basamaklar çıkarak kapıdan girip daha yüksek basamaklardan inerek çıktık diğer bir kapıdan.. Ama içi diğer yeraltı şehirleriyle aynı..
Tüf kayalar insan eli ve bol sabırla oyularak koca bir yerleşim yeri yaratılmış.. Önce ağıl,ahır olarak kullanılan bölme karşılıyor gelenleri..
Bu biraz da bir düşman saldırısına karşı güvenlik önlemi.. Atların ve diğer büyükbaş hayvanların bağlanacağı bağlama yerleri halen duruyor..
Mutfaklar,yaşam alanları,daracık koridorlar;ki bunların darlığı da yine düşmana karşı korunma tedbiri,böleleri kapatmak için kapı yerine kullanılan kocaman taş diskler..
Ağırlıkları 2,5tonu buluyormuş.. Ama iyi bir tesviye yapıldığı içinbir parmakla bile hareket ettirilebiliyormuş..
Bizimle aynı anda gezen uzakdoğulu grubun heyecanlı ve yüksek volümlü gezileri bu yapılaşmanın onlar için de çok ilginç olduğunu gösteriyor.. Yapılaşmada kanalizasyon şebekesi yok.. Ya da sadece iki yeraltı şehrinde varmış.. Diğerleri bunu başka bir şekilde çözmüşler ki buna şemdilerde bıotuvalet deniyormuş.. Çömleklerde biriktirilen insan pislikleridışarıya bırakılıyormuş,üzerine de ciğer konuyormuş.. Bunları yemek için varolan kurtlar önce ciğeri sonra pislikleri yiyor;tavuklar da kurtları yiyince pislik diye bir şey kalmıyormuş.. Yalnız ortalığın buram buram koktuğunu söylemeye gerek yok herhalde..
Saat 18.30.. Sabah Tuz Gölü'nde başladığımız gezimiz Çardak'ta batan güneşle birlikte bitti..
Son fotoğraf çekimlerinden sonra rehberlerle vedalaşıp dönüş yoluna koyulduk..
Dönüş biraz uzun sürdü.. Giderken dört saatte ve hiç sıkılmadan aldığımız mesafeyi yemek ve ihtiyaç molaları,benzin alma molası,polis kontrol noktası zorunlu molası nedenleriyle altı saatte alınca biraz sıkıldık.. Ama salimen evimize geldik.. Emeği geçenlere teşekkürlerimizi sunarız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder