Sabah annemleri ziyaretten döndüğümde telefon çaldı..
Kızkardeşimdi arayan..
Amcam vefat etmiş..
Erkek kardeşim sabah herkesin telefonuna mesaj yollayıp yola çıkmış bile..
Bir kararsızlık yaşadıktan sonra yola çıktık..
Üç kız kardeş ve ikisinin kocaları..
Cenaze ikindi namazını takiben kaldırılacağı için acele etmek gerekiyor memleket yoluna düşmekte..
Üç saatlik yolculuktan sonra cemaat ikindi namazından çıktığında cami avlusundaydık..
Amcamın tabutunu orada gördüm..
Namazı kılındı,helallik alındı,amcam da tabutu omuzlarda son seferine çıktı..
Hastalığı nedeniyle aylardır çıkamadığı gezintiye çıkabilmişti sonunda..
Mezarlıktaki defin törenine de katıldık..
Rahmetli babamın hayatta kalan son kardeşi küçük amcamı da orada gördüm..
Altı kardeşten hayatta kalan en küçük kardeş..
Vefat eden amcam da onun bir büyüğüydü..
Yaş sırasıyla vefat ettiler,önce babam,sonra bir küçük kardeşi,şimdi bir küçük kardeşi..
Hepsinden önce annelerine kavuşan halalarımı ayrı tutuyorum elbette..
En son otuz beş sene önce gitmiştim..
Liseden mezun olup üniversiteyi kazandığım yıl rahmetli babamla gitmiştik,bütün akrabaları ziyarete..
Sebebini anlamamıştım o zaman..
Sonradan düşününce babamın benimle ne kadar gurur duyduğunu,bunu bütün ailesine göstermek istediğini anladım..
Dün bir yandan akrabalarla selamlaşıp,taziye dileklerini iletirken,bir yandan da bunları geçirdim zihnimden..
Bir de geçen zamanda ne çok şey kaybettiğimi..
24 Aralık 2015 Perşembe
22 Aralık 2015 Salı
Ayın On Dokuzunda On Dokuz Kişi Toplandık
19 Aralık Hakan Türkyılmaz'ın şehit oluşunun yıl dönümüydü..
Devre arkadaşları her yıl olduğu gibi mezarının başında toplanacaklardı..
Bu nedenle sabah erkenden gidip Hakan'ın ve diğer şehitlerin mezarlarını silip temizleyeyim dedim..
Hepsinin mezarını silip yerlerdeki çam iğnelerini süpürürken Şehit Selahattin Şen'in babası geldi..
Selamlaştıktan sonra o abdest almaya gitti,ben de Hakan'ın mezarındaki çam iğnelerini toplamaya başladım..
O esnada arabalar peşpeşe park etmeye başlayınca anladım ki geldiler..
On dört devre arkadaşı,ki çoğu kıdemli albay olarak emekli olmuşlar,mezarının çevresini sarıverdi..
Onlarla selamlaşırken Hakan'ın aile bireyleri de geldiler..
Bir de dua etmek için müftülükten bir hoca efendi gelince merasim başladı..
Hoca efendi,Kur'an'dan ayetler okuduktan sonra güzel bir dua etti,biz on dokuz kişi de..
Hakan'ın ayak ucundaki ziyaret defterine,her zamanki gibi,Sevgili Hakan diye başlayan dokunaklı mesajlarını yazdılar,hepsi de imzaladı..
Üzerinde 85'liyiz Biz Derneği'ni simgeleyen 85 yazılı,kırmızı beyaz karanfillerle hazırlanmış çelenklerini bıraktılar..
Hakan'ın annesi Şermin Teyze,her zamanki gibi oğlunu sıkı sıkı tembihlemiş,herkesi eve getirmesi için,eve gidildi..
Şermin Teyze'nin gelin ve kızına hazırlattığı sofrada ağırlandı,şehit oğlunun vefalı arkadaşları..
İki saat kadar süren ziyaret sonunda geldikleri şehirlere dönmek için vedalaşıp ayrıldılar..
Her yıl arkadaşları Ruşen Ülker için29 Ekim'de,Hakan için 19 Aralık'ta ziyaretlerini aksatmadan sürdüren 85'liyiz Biz Derneği üyeleri ile seneye görüşmek dileğiyle..
Devre arkadaşları her yıl olduğu gibi mezarının başında toplanacaklardı..
Bu nedenle sabah erkenden gidip Hakan'ın ve diğer şehitlerin mezarlarını silip temizleyeyim dedim..
Hepsinin mezarını silip yerlerdeki çam iğnelerini süpürürken Şehit Selahattin Şen'in babası geldi..
Selamlaştıktan sonra o abdest almaya gitti,ben de Hakan'ın mezarındaki çam iğnelerini toplamaya başladım..
O esnada arabalar peşpeşe park etmeye başlayınca anladım ki geldiler..
On dört devre arkadaşı,ki çoğu kıdemli albay olarak emekli olmuşlar,mezarının çevresini sarıverdi..
Onlarla selamlaşırken Hakan'ın aile bireyleri de geldiler..
Bir de dua etmek için müftülükten bir hoca efendi gelince merasim başladı..
Hoca efendi,Kur'an'dan ayetler okuduktan sonra güzel bir dua etti,biz on dokuz kişi de..
Hakan'ın ayak ucundaki ziyaret defterine,her zamanki gibi,Sevgili Hakan diye başlayan dokunaklı mesajlarını yazdılar,hepsi de imzaladı..
Üzerinde 85'liyiz Biz Derneği'ni simgeleyen 85 yazılı,kırmızı beyaz karanfillerle hazırlanmış çelenklerini bıraktılar..
Hakan'ın annesi Şermin Teyze,her zamanki gibi oğlunu sıkı sıkı tembihlemiş,herkesi eve getirmesi için,eve gidildi..
Şermin Teyze'nin gelin ve kızına hazırlattığı sofrada ağırlandı,şehit oğlunun vefalı arkadaşları..
İki saat kadar süren ziyaret sonunda geldikleri şehirlere dönmek için vedalaşıp ayrıldılar..
Her yıl arkadaşları Ruşen Ülker için29 Ekim'de,Hakan için 19 Aralık'ta ziyaretlerini aksatmadan sürdüren 85'liyiz Biz Derneği üyeleri ile seneye görüşmek dileğiyle..
18 Aralık 2015 Cuma
-Neyim Var Doktor?
-Yaşlısınız han'fendi !
Bir aylık bekleme süreci bitti ve kolumdaki alçı çıkarıldı sonunda..
Bileğimdeki kırık tutmuş galiba,çünkü röntgende görünmüyormuş artık..
Aman ne iyi..
Benim gördüğüm daha doğrusu hissettiğimse bileğimin çevresine beton dökülmüş olduğu..
Kısacası gitti kırık,geldi kireçlenme..
Haydi bakalım günlük fizik çalışmalarına..
Bu arada doktora boynumdaki ağrıdan söz etmiştim..
Bir röntgen de onun için çekildi..
-Neyim var,doktor?
-Boyun omurlarınızdaki sinirlerde sıkışma görünüyor..
-Neyi yanlış yapıyorum?
-Sizden kaynaklanmıyor,yaşa bağlı bir gelişme..(Kısacası yaşlısınız han'fendi,anlayınız artık)
-Peki,anladım..
-Bu arada tiroidinizde kalsiyum birikmesi görüyorum,sizi KBB doktoruna yönlendiriyorum,bir baksın..
-Olur..
Kulak Burun Boğaz poliklinik doktorunun karşısına çıktım,ortopediden yönlendirildiğimi,tiroidimdeki kalsiyum birikmesini değerlendirmesinin istendiğini söyledim..
Röntgene baktı, kocaman tiroidime ben de baktım anlarmış gibi..
-Neyim var doktor?
-Yaşa bağlı olarak bu kalsiyum birikmesi çok sık görülen bir durumdur,endişe etmeyin..(Yaşlısınız han'fendi,evinize gidin,uslu uslu yaşlanmaya devam edin !)
-Anladım,teşekkür ederim..
Yani saçların ağarmış ise bedenin yaşlı demektir,duydukların da bedeninin giderek eskisi gibi olmadığının ve olmayacağının göstergesidir.Şikayet etmeyi bırak,sağlıklı kalmaya çalış..Peki..
Bir aylık bekleme süreci bitti ve kolumdaki alçı çıkarıldı sonunda..
Bileğimdeki kırık tutmuş galiba,çünkü röntgende görünmüyormuş artık..
Aman ne iyi..
Benim gördüğüm daha doğrusu hissettiğimse bileğimin çevresine beton dökülmüş olduğu..
Kısacası gitti kırık,geldi kireçlenme..
Haydi bakalım günlük fizik çalışmalarına..
Bu arada doktora boynumdaki ağrıdan söz etmiştim..
Bir röntgen de onun için çekildi..
-Neyim var,doktor?
-Boyun omurlarınızdaki sinirlerde sıkışma görünüyor..
-Neyi yanlış yapıyorum?
-Sizden kaynaklanmıyor,yaşa bağlı bir gelişme..(Kısacası yaşlısınız han'fendi,anlayınız artık)
-Peki,anladım..
-Bu arada tiroidinizde kalsiyum birikmesi görüyorum,sizi KBB doktoruna yönlendiriyorum,bir baksın..
-Olur..
Kulak Burun Boğaz poliklinik doktorunun karşısına çıktım,ortopediden yönlendirildiğimi,tiroidimdeki kalsiyum birikmesini değerlendirmesinin istendiğini söyledim..
Röntgene baktı, kocaman tiroidime ben de baktım anlarmış gibi..
-Neyim var doktor?
-Yaşa bağlı olarak bu kalsiyum birikmesi çok sık görülen bir durumdur,endişe etmeyin..(Yaşlısınız han'fendi,evinize gidin,uslu uslu yaşlanmaya devam edin !)
-Anladım,teşekkür ederim..
Yani saçların ağarmış ise bedenin yaşlı demektir,duydukların da bedeninin giderek eskisi gibi olmadığının ve olmayacağının göstergesidir.Şikayet etmeyi bırak,sağlıklı kalmaya çalış..Peki..
15 Aralık 2015 Salı
Bugün Benim Ölüm Günüm-3(Can Dinçer)
Hafta sonunda mezarındaki çam iğnelerini temizledim biraz..
Biraz da toprağını suladım,çiçeği olmasa da..
Bugün de ölüm yıldönümü..
Dolayısıyla bu sabah annemleri ziyaret ettikten sonra ona da uğradım..
15 Aralık 1988'de henüz yirmi yaşındayken,askerliğini yaptığı Siirt'te vefat etmiş..
1968'in 2 Şubat'ında doğmuş,yani dünyaya bir kış günü gelmiş,yine bir kış günü de gitmiş..
Ama kendisi henüz hayatının baharındayken..
Tıpkı diğer şehitler gibi..
Mezar taşında yazdığına göre şehit..
Ama şehitlik içinde değil,mezarlık içinde bir parselde gömülü..
Bu yaz,sanırım ailesi tarafından, tüfeği elinde,nöbet tutarkenki haliyle çekilen bir resmi mezar taşına yapıştırıldı..
Mazlum bir görüntüsü var..
Adı Can Dinçer..
Şehit Jan.Kom.Çvş...
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi!(İade edilene dek geçen 266.gün)
Biraz da toprağını suladım,çiçeği olmasa da..
Bugün de ölüm yıldönümü..
Dolayısıyla bu sabah annemleri ziyaret ettikten sonra ona da uğradım..
15 Aralık 1988'de henüz yirmi yaşındayken,askerliğini yaptığı Siirt'te vefat etmiş..
1968'in 2 Şubat'ında doğmuş,yani dünyaya bir kış günü gelmiş,yine bir kış günü de gitmiş..
Ama kendisi henüz hayatının baharındayken..
Tıpkı diğer şehitler gibi..
Mezar taşında yazdığına göre şehit..
Ama şehitlik içinde değil,mezarlık içinde bir parselde gömülü..
Bu yaz,sanırım ailesi tarafından, tüfeği elinde,nöbet tutarkenki haliyle çekilen bir resmi mezar taşına yapıştırıldı..
Mazlum bir görüntüsü var..
Adı Can Dinçer..
Şehit Jan.Kom.Çvş...
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi!(İade edilene dek geçen 266.gün)
14 Aralık 2015 Pazartesi
Samsun Sanat Tiyatrosu Aziz Nesin'i Gururla Sunar
Dün akşam ilçemizdeydi..
Bu yılki turne programında bize de uğradılar..
Doğrusu gelişlerini hevesle bekliyordum..
Önceki yıllarda oyunları ile çok beğenmiştik..
Bu yıl Aziz Nesin'in doğumunun 100.yıl dönümü..
Bu nedenle ülkemizin tiyatro sahnelerinde bu yıl onun oyunlarına yer veriliyor..
Samsun Sanat oyuncuları da öyle yapmış..
Böyle Gelmiş Böyle Gitmez oyununu seçmişler..
İyi etmişler..
Ancak oyunu sergileyiş biçimini iyi etmemişler..
Oyunda verilmek istenen politik siyasi taşlamaları, gereksiz ölçüde seyirci sohbetleriyle bölerek etkiyi zayıflatmışlar..
Zaten kısıtlı sayıda olan oyuncu kadrosuyla sıkıntılı olan oyun sergilemeleri,bu nedenle gereksiz laf kalabalığına boğulmuş..
Bir de oyun metnini,artık bilemeyeceğiz, nasıl kırptılarsa kesik kesik bir anlatımla,arada bir şeyler kopuk galiba duygusuyla izledim(k)..
Neticede ağzımızda buruk bir tatla çıktık salondan..
Bu yılki turne programında bize de uğradılar..
Doğrusu gelişlerini hevesle bekliyordum..
Önceki yıllarda oyunları ile çok beğenmiştik..
Bu yıl Aziz Nesin'in doğumunun 100.yıl dönümü..
Bu nedenle ülkemizin tiyatro sahnelerinde bu yıl onun oyunlarına yer veriliyor..
Samsun Sanat oyuncuları da öyle yapmış..
Böyle Gelmiş Böyle Gitmez oyununu seçmişler..
İyi etmişler..
Ancak oyunu sergileyiş biçimini iyi etmemişler..
Oyunda verilmek istenen politik siyasi taşlamaları, gereksiz ölçüde seyirci sohbetleriyle bölerek etkiyi zayıflatmışlar..
Zaten kısıtlı sayıda olan oyuncu kadrosuyla sıkıntılı olan oyun sergilemeleri,bu nedenle gereksiz laf kalabalığına boğulmuş..
Bir de oyun metnini,artık bilemeyeceğiz, nasıl kırptılarsa kesik kesik bir anlatımla,arada bir şeyler kopuk galiba duygusuyla izledim(k)..
Neticede ağzımızda buruk bir tatla çıktık salondan..
8 Aralık 2015 Salı
Bugün Benim Ölüm Günüm-2 Mustafa Çetinkaya)
Adı Mustafa Çetinkaya..
Niğde'den,Ulukışlalı..
1944 doğumlu,1Ocak diye yazıldığına göre,muhtemelen gerçek doğum günü bilinmiyor..
9 Aralık 1966'da askerliğini yaparken burada şehit olmuş..
Galiba yine eğitim zayiatı diye tanımlananlardan..
22 yaşında zayi olmuş kısacası..
Yaşasaydı 71 yaşında olacaktı..
Oysa hep mezar taşının üzerindeki fotoğrafındaki gibi 22 yaşında bir delikanlı artık..
Dün ziyaret ettim,mezarının üzerindeki çam iğnelerini temizledim,dua ettim onun için..
Buralı olmadığı için Şehit Aileleri Derneği üyeleri ziyaret etmeyecek onu yazık ki..
Işıklar içinde ol genç Mustafa,şehit Mustafa,garip Mustafa..
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi !(İade edilene dek geçen 259.gün)
Niğde'den,Ulukışlalı..
1944 doğumlu,1Ocak diye yazıldığına göre,muhtemelen gerçek doğum günü bilinmiyor..
9 Aralık 1966'da askerliğini yaparken burada şehit olmuş..
Galiba yine eğitim zayiatı diye tanımlananlardan..
22 yaşında zayi olmuş kısacası..
Yaşasaydı 71 yaşında olacaktı..
Oysa hep mezar taşının üzerindeki fotoğrafındaki gibi 22 yaşında bir delikanlı artık..
Dün ziyaret ettim,mezarının üzerindeki çam iğnelerini temizledim,dua ettim onun için..
Buralı olmadığı için Şehit Aileleri Derneği üyeleri ziyaret etmeyecek onu yazık ki..
Işıklar içinde ol genç Mustafa,şehit Mustafa,garip Mustafa..
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi !(İade edilene dek geçen 259.gün)
4 Aralık 2015 Cuma
Bugün Benim Ölüm Günüm-1(Mehmet Attila)
Bunu tam 51 yıl önce bugün şehit olan Bodrumlu Mehmet Attila için söylüyorum..
Henüz 21 yaşındaymış..
Ordunun eğitim zayiatı diye tanımladığı bir ölüm galiba..
Bizim şehir mezarlığının şehitliğinde mezarı..
Geleni gideni ise hiç olmuyor..
Anneciği de hayatta değildir artık sanıyorum..
Belki çoktan unutulmuştur yakınları arasında da adı..
Dün mezarına uğradım..
Hava çoktan dona çektiği için mezarını yıkayamadım,tek kolumla da olsa..
Duasını okudum,selamlayıp çıktım..
26 Kasım'da da Mezarcı Ali Dayı'nın birinci yılıydı..
Mezarına uğradım,suladım..
Meslektaşı Eyüp Usta,mezarını tamamlamış,üzerine de çiçek dikmiş..
Ali Dayı'dan iki buçuk ay önce,cumhurbaşkanlığı seçimi günü,kalp krizi geçirip vefat eden Mezarcı Hacı'nın da mezarı tamamlanmış..
Şimdi onlar da,bir yıl öncesine kadar yanından geçtikleri, suskunlar bahçesinin suskunları arasındalar..
Hepiniz ışıklar içinde olun..
Henüz 21 yaşındaymış..
Ordunun eğitim zayiatı diye tanımladığı bir ölüm galiba..
Bizim şehir mezarlığının şehitliğinde mezarı..
Geleni gideni ise hiç olmuyor..
Anneciği de hayatta değildir artık sanıyorum..
Belki çoktan unutulmuştur yakınları arasında da adı..
Dün mezarına uğradım..
Hava çoktan dona çektiği için mezarını yıkayamadım,tek kolumla da olsa..
Duasını okudum,selamlayıp çıktım..
26 Kasım'da da Mezarcı Ali Dayı'nın birinci yılıydı..
Mezarına uğradım,suladım..
Meslektaşı Eyüp Usta,mezarını tamamlamış,üzerine de çiçek dikmiş..
Ali Dayı'dan iki buçuk ay önce,cumhurbaşkanlığı seçimi günü,kalp krizi geçirip vefat eden Mezarcı Hacı'nın da mezarı tamamlanmış..
Şimdi onlar da,bir yıl öncesine kadar yanından geçtikleri, suskunlar bahçesinin suskunları arasındalar..
Hepiniz ışıklar içinde olun..
Engelliyim Engellisin Engelli
Dün Engelliler Günü'ydü.
İlçemiz belediyesi de bir program düzenlediğini,oyunlar,animasyonlar,sürprizler olacağını günlerdir ilan ediyordu ..
Tahir ve annesiyle pazarda karşılaştık..
(Tahir 7.sınıf öğrencisi bir engelli,geçen yıl okula gidiyordu,bu yıl evden eğitim alıyor;evleri bize yakın,bazan balkonda, bazan yolda birbirimizi görünce selamlaşıyoruz,hatta ufaktan ahbap olduk gibi..)
Tahir tekerlekli sandalyesinden el salladı her zamanki gibi..
Onlar da programa davetliymiş..
Orada görüşmek üzere ayrıldık..
Düğün salonundaki program başlamak üzereyken salondaydım..
Kapıda görme engelli Nevin Hanımla karşılaşıp ayak üstü biraz sohbet ettik..
Bizim mezun öğrenciler Neslihan ve Sinem çoktan gelmiş,eğlenceye sabırsızlanan minik engellilerle oynamaya başlamışlardı bile..
Geçen seneki Engelliler Günü programına da katılmıştım..
İlçedeki bütün engelliler okulları,özel eğitim kurumlarının öğrencileriyle sahnede performans gösterdikleri çok canlı,kıpır kıpır bir program olmuştu..
Hele üç minik öğrencinin yaptığı bir mutfak programını hala unutamıyorum..
Dünkü program sadece belediyemizin gövde gösterisi şekline dönüştüğü için,bence,amacına ulaşamadı..
Belediye folklor ekibi oyunlar sergiledi..
Belediye tiyatro grubu palyaço kılığında ortalıkta gezindi(Yine de çocuklar için renkli bir görüntüydü,haklarını yemeyelim)..
Belediye tarafından bir grup engelliye tekerlekli sandalye dağıtım töreni yapıldı..
(Ki bu sandalyelerin tekerlekleri üç ayda eskidiği için, zaten sürekli Engelliler Merkezi'nde onarıma geliyorlarmış..ve yazık ki,Tahir'in tekerlekli sandalyesi kullanım için çok da pratik değilmiş;program sonunda birlikte eve dönerken,annesi yollarda çok zorlandı..)
Belediye tarafından ayarlanan bir delikanlı oyun havaları söyledi elektro bağlaması ve ekolu mikrofonuyla,böylece biz salondakiler bir süre için sağırlara döndük,sesten kulaklarımız uğuldadı..
Engelliler ne yaptı,dersek;
Bir engelli şiir okudu..
Bir engelli şarkı söyledi..
Böylece bir Engelliler Günü kutlama programı daha yapılmış oldu..
İlçemiz belediyesi de bir program düzenlediğini,oyunlar,animasyonlar,sürprizler olacağını günlerdir ilan ediyordu ..
Tahir ve annesiyle pazarda karşılaştık..
(Tahir 7.sınıf öğrencisi bir engelli,geçen yıl okula gidiyordu,bu yıl evden eğitim alıyor;evleri bize yakın,bazan balkonda, bazan yolda birbirimizi görünce selamlaşıyoruz,hatta ufaktan ahbap olduk gibi..)
Tahir tekerlekli sandalyesinden el salladı her zamanki gibi..
Onlar da programa davetliymiş..
Orada görüşmek üzere ayrıldık..
Düğün salonundaki program başlamak üzereyken salondaydım..
Kapıda görme engelli Nevin Hanımla karşılaşıp ayak üstü biraz sohbet ettik..
Bizim mezun öğrenciler Neslihan ve Sinem çoktan gelmiş,eğlenceye sabırsızlanan minik engellilerle oynamaya başlamışlardı bile..
Geçen seneki Engelliler Günü programına da katılmıştım..
İlçedeki bütün engelliler okulları,özel eğitim kurumlarının öğrencileriyle sahnede performans gösterdikleri çok canlı,kıpır kıpır bir program olmuştu..
Hele üç minik öğrencinin yaptığı bir mutfak programını hala unutamıyorum..
Dünkü program sadece belediyemizin gövde gösterisi şekline dönüştüğü için,bence,amacına ulaşamadı..
Belediye folklor ekibi oyunlar sergiledi..
Belediye tiyatro grubu palyaço kılığında ortalıkta gezindi(Yine de çocuklar için renkli bir görüntüydü,haklarını yemeyelim)..
Belediye tarafından bir grup engelliye tekerlekli sandalye dağıtım töreni yapıldı..
(Ki bu sandalyelerin tekerlekleri üç ayda eskidiği için, zaten sürekli Engelliler Merkezi'nde onarıma geliyorlarmış..ve yazık ki,Tahir'in tekerlekli sandalyesi kullanım için çok da pratik değilmiş;program sonunda birlikte eve dönerken,annesi yollarda çok zorlandı..)
Belediye tarafından ayarlanan bir delikanlı oyun havaları söyledi elektro bağlaması ve ekolu mikrofonuyla,böylece biz salondakiler bir süre için sağırlara döndük,sesten kulaklarımız uğuldadı..
Engelliler ne yaptı,dersek;
Bir engelli şiir okudu..
Bir engelli şarkı söyledi..
Böylece bir Engelliler Günü kutlama programı daha yapılmış oldu..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)