26 Kasım 2019 Salı

Bir Solgun Menekşe

(Ya da dünyanın en güzel hediyesi..)

Geçen hafta öğretmenler için düzenlenen bir etkinlikte görevliydim..
Bu hafta da etkinlikte görev alan öğretmenlere teşekkür etmek için  hepsini okullarında ziyaret etmeye gittim..
Dünkü ziyaretim de bir ilkokuldaki öğretmenlere idi..
Son dersin bitimine yakın gittiğim için birlikte çıktık..
Dördüncü sınıfları okutan öğretmen hanım,masanın üzerinde duran küçük bir menekşe saksısını eline aldı..
Haftanın ilk günü derse gelmeyen bir öğrencisinin hediyesi olduğunu söyledi..
Çiçekler boynunu bükmüş,solgundu..
İlk bakışta beğenilip satın alınacak bir şey değil yani..
Okul bahçesine doğru yürürken öğrencisinin hikayesini anlattı..

Batı Karadeniz'deki bir şehirden bizim ilçeye kısa süre önce gelmişler..
Annesi ile birlikte selpak satarak geçimlerini temin ediyorlarmış..
Bu nedenle haftanın bazı günleri okula gelemiyormuş..
Maddi olarak desteklemek amacıyla görüşmek üzere annesini okula davet ettiğini,ancak kadının gelmediğini..
Sokakta çalıştırdığı çocuğundan dolayı daha önce ceza aldığını duyduğu için ,gelmemesini anlamakla birlikte, çocuğun eğitiminin  olumsuz etkilendiğini de sözlerine ekledi..
Mendil satıcısı öğrencisinin mütevazı çiçeğinin kendisi için ne kadar kıymetli olduğunu da..

Benim aklıma da başka bir şey geldi hemen..
Geçen haftaki öğretmenler etkinliği için çiçekçilikle uğraşan eski bir öğrencime uğrayıp sahne dekoru için aksesuar almıştım..
O sırada bir kutunun başında bazı saksıları ayıkladığını görüp ne olduğuna baktığımda küçük menekşe saksıları olduğunu görmüş,ne olduğunu sormuştum..
Satmak için aldığı menekşelerin soğuk hava nedeniyle teslimat için getirilirken yolda donduğunu,bazılarının ya atılacağını ya da ucuza satılacağını söylemişti..
Demek bizim küçük mendilci,evinin geçimi için annesine yardım etmek amacıyla sokakta sattığı mendil parasından üç lirayı arttırıp öğretmenine bu solgun,boynunu bükmüş menekşeleri hediye etmek istemiş..
Kendi yazısını beğenmediği için de çiçek saksısını paket yapan ablaya içinden gelen güzel sözleri yazdırıp öğretmenine sunmuş..

18 Kasım 2019 Pazartesi

Temiz Ev

Ankara Devlet Tiyatrosunun yeni oyunu..
12 Kasım'da başladı..
Ben de pazar günü gidip izledim..
Stüdyo Sahne'de..

Oyun iki perdelik..
Sara Ruhl yazmış..
Aclan Büyüktürkoğlu hem çevirmiş,hem yönetmiş..
Kadın oyuncu ağırlıklı bir oyun..
Altı kişilik oyuncu kadrosunda tek erkek oyuncu var..
Temiz Ev adı nedeniyle çocuk oyunu sanılmasın diye de 'büyük oyunu' ibaresi konmuş..
Dekor tasarımı Sertel Çetiner'e ..
Kostümler Berfin İlhan'a..
Işık Çetin Atay'a..
Müzikler de Kemal Günüç'e ait..
Sade,göz ve kulak yormayan bir oyun izledik..
İlk perde biraz ağır aktı..
İkinci perde daha iyiydi..




Konusu şöyle:Doktor olan Lane ve yine kendisi gibi doktor olan kocası Charles sıradan bir yaşam sürmektedirler.

Evlerinde temizlik yapmak üzere tuttukları Brezilyalı Matilde'nin en büyük hevesi komedyen olmaktır ve temizlik yapmaktan nefret etmektedir..
Doktor Lane'in kardeşi Virginia da temizlik düşkünü bir insan olarak,kendi evinin temizliğini bitirdikten sonra kalan boş zamanında gelip kardeşinin evini temizlemek ister..
Bu da Matilde'nin işine gelir elbette..parayla tutulduğu
evde,anlatacağı esprileri bulmaya çalışarak geçirir zamanını.Virginia da evi pırıl pırıl yapar memnuniyetle..
Bu sırada Charles kanser hastası olan Ana'yı tanır.Onu ameliyat eder,sonra da aralarında bir yakınlaşma olur ve birbirlerine âşık olurlar.sonra da birlikte yaşamaya karar verirler ve Charles evi terk eder..Tabiî Doktor Lane derin bir bunalıma düşer..Ona
yardım etmek isteyen kardeşine de hırçın davranır.Sonra hatasını anlar ve özür diler ama Virginia kırılmıştır.Ana'nın kanseri nüksedince Charles onun için şifa kaynağı olabilecek olan porsuk ağacını bulmak üzere yollara düşer.Yalnız kalan Ana'nın bakımını da Lane,Virginia ve Matilde üstlenirler.hızlı ilerleyen kanser Ana'yı mağlup eder.O da son arzusunu söyler.En güzel espriyi dinlerken ve kahkahalar atarken ayakta ölmek.Matilde ona son bulduğu espriyi anlatırken ölür.Charles elinde porsuk ağacıyla gelmiştir ama geç kalmıştır.Onu teselli etmek de yine Doktor Lane'e düşer.

Oyun, yaşamından mutlu olmama,taptıklarından dolayı takdir görme,daha mutlu bir hayata doğru yol alma,ruh eşini bulma konularını merkeze almış..
Bazı yönlerden seyirciye sıcaklık taşırken çoğu zaman yabancılıktan gelen soğukluğu çok hissettiğimi söylemeliyim..
Ancak oyunculuk açısından tatmin edici bir oyun izlediğimizi de eklemeliyim..
Bu nedenle gönülden alkışladım..
Ancak asıl alkışlanması gerekenlerin set işçileri olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim..
İkinci perdede takdir görmeyen temizlik takıntılı Virginia'nın da dahil olduğu kalbi kırık kadınlar öyle bir dağıttılar ki sahneyi,temizlemek çok uzun ve sinir yıpratıcı bir süreç durumuna geldi..
Bunu Stüdyo Sahne'nin yöneticisi olan hanım da doğruladı çıkışta..
Dolayısıyla set işçisi olan isimsiz kahramanları yürekten alkışlıyorum..

Son bir ilave:Bu sabah radyo haberinde duydum.Yıldız Kenter vefat etmiş..Kendisini birkaç oyunda izleme fırsatım olmuştu..Sevgili Yelene Sergeyevna'da,Ben Anadolu'da,Ramiz İle Jülide'de..Her defasında da hayran kalmıştım..Işıklar içinde olsun,kendinden önce sonsuzluk evrenine göçen sevdikleriyle buluşsun !