27 Şubat 2017 Pazartesi

Üç Ziyaret,İki Kardelen ve Bir Gözyaşı

Şubat biterken kardelenler de açtı..
Annemin,babamın ve bütün komşularının mezarları üzerinde nazlı nazlı salınıyorlar..
Hafta sonu mezarlıkta ziyaretlerimi bitirip birkaç mezara daha kardelen diktim..
İki tanesini de küçük şişelerde hazırlayıp yola koyuldum..

İlk durak birkaç haftadır gidemediğim huzurevi idi..
Okuldan iki öğrencimle de sözleştiğimiz için acele ediyordum ki,birisiyle de yolda karşılaştık..
Diğeri gelmeyecekmiş..
Sinem de söz verdiği üzere,bana katılmış..
Düşünceli kızım bir kutu da pasta yaptırıp gelmiş..
Huzurevi ,son zamanlarda olduğu gibi,pek tenhaydı,yine..
Bizi yine yukarı kata çıkarmadılar..
Biz de Sabiha Hanım'ı aşağıya kadar yorduk..
Yanında bizi eski öğrenci Özgür'ün annesi de varmış..
Birlikte oturduk,sohbet ettik,hastalıklarından yakınmalarını dinledik..
Hasılı günlük sıkılmalarını iki saat için de olsa gidermeye gayret ettik..
Bu arada salona gelen diğer yaşlıların hatırlarını sorduk,Sinem pasta ikram etti..
Akşam yemeği saati yaklaşınca,Sabiha Hanım,iğnesini yaptırmak üzere kalktı,biz de vedalaşıp çıktık..

Geçen yıl 28 Şubat'ta şehit olup toprağa düşen Can Çalışkan'ın mezarı köyde..
Elimdeki kardelenlerin birini evlerine götürme niyetim vardı..
Huzurevinden sonra oraya giderim,diye planlamıştım..
Sinem de gelmek isteyince birlikte gittik..
Ev kalabalıktı..
Meğer ailesi mevlit okutmuş az önce..
Duasına yetişimemişiz..
Olsun,hiç olmazsa acılı anne babasının hatırını sorarız biz de
Üç de kardeşinin..
Annenin yüzünde,geçen yıl taziyeye gittiğimde gördüğüm  ifade duruyor hala..
Kocaman açılmış sessiz gözler..
Korkunç bir darbeye uğramış insanın o ne yapacağını şaşırmış hali..
Tepeden tırnağa simsiyah giyinmiş..
İnsanın boğazı düğümleniyor..
Kardeleni verdik..
Salı günü yapılacak törende mezarına dikilmesini rica ettik..
Çok sevindiler..
Boğazımızda düğümlerle ayrıldık..

Geçen yıl 15 Temmuz'da şehit olan Seher Yaşar'ın evine geçtik..
Artık gelenlerin arkası kesilmiştir,diye düşünüyordum..
Öyleydi..
Anne babası yapayalnız oturuyordu..
Bir de annenin dinmeyen gözyaşları..
Teselli etmeye çabaladık..
Dilimizin döndüğünce..
Ama acı o kadar yoğun ki..
Ne söyleseniz havada kalıyor sözleriniz..
Yine de evin acılı sessizliğinde yeni bir ses olduk..
Kardelenimiz de taze bir hava..
Onları kendi acıları içinde bırakıp yaklaşan akşamla biz de evlerimize döndük..

Gözlerimin önünde Can'ın annesinin kocaman bakan gözleri..
Seher'in annesinin ağlayan gözleri..
Anadolu'nun yüzlerce,binlerce evinde ağlayan acılı,cefakar,çilekeş  annneleri..



21 Şubat 2017 Salı

Mahallemizin Dedeleri

"Hurdalığa gidiyorum,kızım!
"O ne demek Mustafa Amca?"
"Caminin avlusuna bu ismi takmışlar,biz de hurda oluyoruz haliyle.."
O bunu gülerek söyledi ama benim de içim ezildi..
Yaşı 87..
Mahallemizin, sayıları iyice azalan, ihtiyarlarından biri,belki de en yaşlısı..
İmamlıktan emekli imiş..
İkinci eşini sekiz yıl önce toprağa vermiş
"Zaten benim hanımların ikisi de bana hasta geldilerdi" dedi..
Yalnız yaşıyor..
Haftada bir, kızı gelip yemeğini pişiriyor,temizliğini yapıyormuş..
"Bana iyi bakıyor,Allah razı olsun!" dedi..
Her sabah erkenden,daha öğle ezanına saatler varken, camiye doğru ,bir elinde bastonu tin tin adımlarla giderken görürüm..
Aheste adımlarını değiştirmeden evle cami arasında gider gelir..
"Yürümek bana çok iyi geliyor"diyor..
Bilmez miyim..
Önceleri balkonun önünden geçerken göz göze gelir ama konuşmazdık..
Bir akşam üzeri mahallemizin mavi gözlü dedesi(adını bilmiyorum henüz) ile yürüyorlardı,selam verdim,hatırlarını sordum,böylece tanıştık..
Şimdi balkonun önünden her geçişinde birbirimize laf atıyor,ayaküstü konuşuyoruz..

20 Şubat 2017 Pazartesi

Paris Hayatı

Paris'e gitmedim..
Henüz..
Hafta sonu izlediğimiz J.Offenbach'ın operetini izledim..
Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin yeni eseri,Paris Hayatı Opereti'nin prömiyeri cumartesi yapıldı..
Son dakikada bilet aldırıp gidip izledim..
Eğlenceli iki saat geçirdim,.
Salondaki seyirciler de hallerinden hoşnut görünüyorlardı..
Baştan sona Türkçe sözlerle söylenen bir operet olursa,üstelik de neşeli müzikler eşlik ederse..
Seyirci daha ne istesin..
Gündemin ağrlığını biraz dağıtmak için iki saatlik keyif..

Kalabalık bir sanatçı kadrosu ter döktü sahnede ve de orkestra çukurunda..
En az bir o kadar da sahne gerisinde görevli vardı zannederim..
Verdikleri çabaya değdi ..
Hiçbir şey aksamadan sonuna kadar eseri sundular..
Aksayan olduysa da biz anlamadık..
Basit konulu bir durum komedisini,seyirciyi hiç de zorlamadan basit bir anlatımla sahnelemişler..
Derin bir sanat yok yani..
Ama güzel sesli sopranolar,tenorlar var..
Barış Çark ve Aslı Kıyıcı'yı çok beğendim,bir de Ezgi Karakaya'yı..
Kısacası hoş bir geceydi..

14 Şubat 2017 Salı

Gün Akşamlıdır Devletlim

Tarık Buğra Osmancık romanında Şeyh Edebalı'ya söyletiyordu galiba..
Hafızam beni yanıtmıyorsa tabii..
"Gün akşamlıdır devletlim
Dün doğduk,bugün ölürüz.."

Yıllar önce okuduğum zaman çok da anlamamıştım..
Zaman bana gayet iyi anlattı..
En çok kıymetlilerimi alarak..
Önce babamı,sonra annemi..
Sonra tanıdıklarımı..

Okulumuzun emektar iki öğretmeni,neredeyse peş peşe,vefat ettiler..
Kırk beş gün araları..
Biri kanserden,diğeri kalpten..

Korkarak beklediğim bir haber daha vardı..
Geçen perşembe günü  ulaştı..
Eski bir öğrencimdi..
Askerdi..
Kanserdi..
Şimdi toprakta..
Gençlerin ölümü hep zor oluyor..
Hele de tanıyorsanız..
Daha da zor..

Başbelası

Geçen hafta sonu seyrettim..
Altındağ Sahnesi'nde..
Sezonun yeni oyununu Sam Bobrick yazmış,  Ekin Tunçay Turan çevirmiş..
Nejat Armutçu yönetmiş..
Tek perdelik oyun..
Bir saat kırk dakikaya yakın sürüyor..
Oyuncu kadrosu üç kişiden oluşuyor..
Tek kadın oyuncu olan Funda Mete çok iyiydi..
Genç bir oyuncu olan Oğulcan Arman Uslu'yu da umarım başka rollerde izleme fırsatı buluruz..
Yeni bir yetenek olarak gördük..
Ergin Özdemir de rol arkadaşlarına eşlik etti..
Sertel Çetiner 'in dekoru,Gülümser Erigür'ün kostümleri göz yormadı..
Eğlenerek hoşça vakit geçirmek için iyi bir seçim..
En azından izleyenler için 'başbelası' olmayacağı kesin..

13 Şubat 2017 Pazartesi

Mobydick

Ankara Devlet Tiyatrosu'nun bu yılki oyunlarından..
Yarı yıl tatilinde Elif'le birlikte gidip izledik..
Akün Sahnesi'nde..
İki saat otuz dakika sürüyor ..
İki perde..
Kalabalık bir oyuncu kadrosu vardı(29 kişi)..
Burcu Boran'ın çevirisi,Stanton Jay Davis'in yönetimiyle sahneye konmuş..
Ya çeviride ya yönetimde ya da her ikisinde bir sıkıntı var galiba..
Sıkıcı bir oyun olmuş..
Kaptan Ahab rolündeki Mesut Turan hariç..
Çok iyiydi..
Onun sahnelerinde pürdikkat izledik oyunu..
Diğer sahnelerde..
İşte geldi geçti diyelim..
Genç oyuncular çok çabaladılar,çok gayret ettiler,haklarını yemeyelim;ama bir şey eksikti..
Bilmem oyunun üzerinden tekrar geçilir mi?