21 Nisan 2014 Pazartesi

Köşeyi Tutan Leylak Kokusu

Köşeyi tutan leylak kokusu
Yakamı bırak gideyim
Her yıl leylak zamanı,leylak tomurcukları patlayıp sokakları güzelim leylak kokuları kapladığında içimden Oktay Rıfat'ın bu dizeleri geçer.Nedense en cok onları severim.Yazık ki ömürleri pek kısa sürer.İki hafta safasını sürebilirsek ne mutlu biz leylakseverlere..
Yaşadığımız şehrin bahçelerine vaktiyle bol bol leylak fidanları dikilmiş..Bu nedenle hangi sokağa girseniz bu mevsimde sizi bir leylak ağacı karşılıyor güzelim görüntüsü ve nefis kokusuyla..Kokuyu içime çekerek eve dönüşlerin en keyiflisini yapıyorum.Ama her leylak dalına takılan ruhumun hep beni geriden izlediğini de söylemeliyim.Bu yıl biraz endişeliydim.Hasta çocuğumuzla zihnimiz doluyken nasıl leylak safası yapabilirim,bu yıl o dizeleri okuyamam,o kokuları içime çekemem,gözlerim o kokunun verdiği hazla süzülemez diyordum.Bugün gelen haber,leylakların her yıl yaşattığı coşkuyu misliyle arttırdı.Şimdi buradan çıkıp leylakları koklayarak,etrafa mutlulukla gülümseyerek ve her koklayışta"Köşeyi tutan leylak kokusu,yakamı bırak gideyim"diyerek eve dönebilirim.

18 Nisan 2014 Cuma -Nefesler Tutuldu ve...

Şükürler olsun,artık nefesimizi tutarak beklemiyoruz.Ömer geçen cuma ameliyat edildi.Beynindeki damar tedavi edildi.Başarılı geçti.Ancak iki kez beyinde kanama olduğu için toplanan kanın da ya vücut tarafından emiliminin beklenmesi ya da yeni ve bu kez açık yapılacak bir ameliyatla çekilmesi kararı hepimizi yeniden endişelendirmişti.Emilim uzun zamanda olacağı ve ciddi baş ağrıları olduğu,ikinci ameliyatın nasıl sonuçlanacağı endişeleriyle  bir hafta sonu daha geçti.Bugün iyi haberler geldi.Babası,doktorların ikinci ameliyata gerek görmediklerini,çok yakın bir zamanda taburcu edilebileceğini söylediklerini belirtti.Şükürler olsun!Hala baş ağrısı çekiyormuş, kafa içi basıncı nedeniyle.Bu nedenle ağrı bandı uygulanmış,biraz rahatlamış.Bunun için de şükürler olsun !Tez zamanda evine,sevdiklerine,sevenlerine dönsün inşallah !

17 Nisan 2014 Perşembe

Nezahat Hanım ve Gazeteleri ya da Umutlu Bekleyiş

İki hafta önce annemin yanına defnedildi 1927 doğumlu Nezahat Hanım..Yakınları,bir sevdiğini kaybeden herkes gibi,hergün mezarına uğruyor,çiçeklerini sulayıp dua ediyorlar..Bir de her gün bir Sözcü gazetesi bırakıyorlar mezara..İlk tarih 4 Nisan 2014,dün de gelip bırakılmış günün gazetesi.Bu sabah erkenden annemi ziyaret ettiğim için henüz o tarafa gelen olmamıştı..Demek ki her gün bu gazeteyi okurmuş..Şimdi mezar komşularıyla bir hasbihal içindedir sanırım..Onlara son gündemi aktarıyordur..Mezarlığın eski bölümü olduğu için tarihler oldukça eski..Annemin oraya defni de babama yakın olsun diye idi..27 yıl önce vefat eden babama yakın olması için aynı sıra içinde yer aramış,neyseki babamın sırasına çok yakın bir sıra başında boş yer bulabilmiştik..Annem de ikinci yılını bitirerek mezarlığın kadim sakinleri arasına katıldı bile..Nur içinde yatsınlar !
Ömer yarın ameliyat edilecek.Akşam babasıyla konuştuk..Tevekkülle bekliyorlar..Tekrar sağlığına kavuşur inşallah !Yarın nefeslerimizi tutarak geçecek..

16 Nisan 2014 Çarşamba

Birazcık Umut

11.sınıf öğrencilerinden Ömer, geçen hafta geçirdiği beyin kanaması nedeniyle hastanede..Bu konuyu birkaç yazıda dile getirmiştim.Şimdilik 'stabil' olarak nitelenen durumu,hastalığın oluşma nedeni,biçimi ,şu anki hali ile ilgili bilgiler edindikten sonra,soluğumuzu tutarak beklemekten kurtardı diyebilirim.Hastalık ciddiyetini koruyor ama vahim bir tablo olmadığını biliyoruz artık..Ameliyat kesin ancak kapalı bir ameliyat olacağı öngörülüyor.Bu da bir ferahlama nedeni..Sorunun kaynağı bir damar anomalisi..O damarın anjiyo yoluyla yakılması(tıbbi tanımını bilemiyorum) yoluyla tedavi olması çok yüksek bir olasılık..Bu nedenle günlerdir kahrolan arkadaşları,yakınları özellikle ailesi,birazcık ümitli bakabiliyorlar,bakabiliyoruz..Dualarımız bütün şifa bekleyenler için elbette..

15 Nisan 2014 Salı

12 Nisan-15 Nisan

12 Nisan Cumartesi, her günkü ziyaretlerimi ve işlerimi tamamlayıp Ankara'ya gittim.Öğleden sonra Küçük Tiyatro'da Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü'nü izleyecektim.Erken gidip hasta çocuğumuz Ömer'i,daha doğrusu o yoğun bakımda olduğu için,ailesini ziyaret etmek istedim.Telefonla görüşüyoruz ama böyle günlerde insan her çeşit desteğe ihtiyaç duyuyor,biliyorum.Hastaneye gidince şans eseri Ömer'in bir arkadaşını koridorda gördüm.Beni yoğun bakım servisine çıkardı.Tam o anda da yoğun bakım hastalarının ziyaret saatiymiş,ziyaret etmek isteyenler kapı önüne yığılmış bekliyorlar..Bir yandan da ağırlaşan bir hastaya müdahale nedeniyle ortalık oldukça hareketli..Asansörden çıkar çıkmaz bu manzarayla karşılaşınca afallamışım.Bir de "İşte Ömer'in annesi !" diye kalabalık bir grubun içindeki bir kadınla karşı karşıya gelince yapılabilecek en büyük dil sürçmesiyle"Başınız sağ olsun !"deyiverdim.Kadının sarsılmasıyla hatamı fark edebildim ama söz de ağzımdan çıkıvermişti artık..Hemen özür diledim,defalarca..Meğer kadıncağıza benim gelişimden az önce doktor tarafından çok ümitvar olmamaları doğrultusunda bir açıklama yapılmış.Bir de benim densizliğim o ümit kırıcı konuşmanın üstüne gelince,zavallının yüreğine iniverecekti. neredeyse..O günden beri kendime kızıyorum,hem de uyanık olduğum her an..Neyseki benim affedilmez girizgahımın dışında diğer gelişmeler olumlu sayılır..Öğrencimizin durumu" stabil "diye ifade ediliyor.Ameliyat kesinleşti.Ancak zamanı henüz belli değil..Arkadaşlarının,ailesinin , yakınlarının ve bizlerin dua ve iyilik dilekleri üzerine  şifa yağmurları gibi yağsın.Oyundan sonra tekrar hastaneye döndüm.Saat 17.00'de bir ziyaret hakkı daha varmış.Annesi öğle saatindeki ziyareti o karışıklıktan dolayı yapamamıştı.Dolayısıyla Ömer'den en son haberi öğrenebilmek için gittiğimde kadıncağız da henüz içeri girmiş..Bekledik(m).Yarım saat kadar sonra geldiğinde yüzündeki ifade öğleyinkinden çok farklıydı.Aydınlanmış,rahat,dingin,ferahlamış bile denilebilir..Bunu görünce ben de biraz rahatladım ,tabii kendimi asla affetmeden..Tekrar özürler diledim..Biraz dua okudum.İyilik dileklerimi ileterek ayrıldım..
İki hastane ziyareti arasındaki tiyatro nasıldı,diye merak edenlere sırf bu oyunu görmek için Eskişehir'e gidilir,diyeyim.Evet,o kadar iyiydi..Son dönemlerde adını sıkça işittiğimiz,sahneye koyduğu oyunları hayranlıkla izlediğimiz İlham Yazar'ın yönettiği bir  Dario Fo oyunu izledik Çok iyiydi.Özellikle müthiş bir performans isteyen rolüyle Ali Eyidoğan..Ama diğer oyuncular da aynı yıldız parıltısıyla pırıl pırıl parladılar.Umarım bir kez daha Ankara'ya gelirler,şimdi göremeyenler de izleme fırsatı bulurlar.
13 Nisan Pazar,her zamanki ziyaretlerimi ve işlerimi tamamlayıp Ankara'ya gittim.Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde Kösem Sultan'ı izledim.Bu sezonun prestij oyunu galiba.Turan Oflazoğlu'nun yazdığı oyuna Ankara'nın kıdemli oyuncularından bir kadro oluşturulmuş.Dekor,kostüm,aksesuar için epey çaba ve emek sarf edilmiş belli ki..İki saat kırk beş dakika boyunca kalabalık bir kadronun bizlere sunduğu oyunun keyfini çıkardık,oturduğumuz yerlerde..Lafı dolaştırma,beğendin mi sen onu söyle,diyenlere,iyiydi,diyeyim.Bir gün önce izlediğim oyundaki derinliği bu oyunda bulamadığımı,tiyatroyu sahte,yapmacık bulanları haklı çıkaracak bir oyun izlediğimiz hissine kapıldım izlerken..Demek ki çok oyun izleyince şımarık seyirci olup çıkıyor insan diye kabahati kendime bulayım.Zaten bu hafta benim kendime yüklenme haftam,yine..Çenemi tutmalı,az konuşup çok dinlemeliyim ki çevreye rahatsızlık vermeyeyim
Akşam Ömer'in babasını aradım.Durum" stabil "  İyi..
14 Nisan Pazartesi,Okul,ders,sınav filan..Gün bitti.Aklımız hasta çocukta..Arkadaşları toparlanmaya çalışıyor.Derste her zamanki gibi olmaya çalıştık hepimiz..Okuduk,notlar aldırdım,dersle ilgili sorularını cevapladım.Normal gibiydik.Akşam babasını aradım.Durum aynı..Yarın bir uzman doktorla görüşmesi varmış.Hastanın durumunu değerlendireceklermiş.
15 Nisan Salı,okuldayız,günlük rutinimiz sürüyor.Öğleyin Ömer,Kendisini ziyaret eden kuzeni aracılığıyla telefon etti.Bana değil,yakın arkadaşı,tiyatro  çalışması yaptığımız öğrenci arkadaşı Mustafa'ya..Konuşmalarından anladığım kadarıyla moralini yüksek tutmaya,hayata tutunmaya çabalıyor.Aferin ve maşallah..Gençlik ve hayat üstün gelsin bu savaşta inşallah.Sen yardım et yarabbi !

11 Nisan 2014 Cuma

28 Mart 2014-11 Nisan 2014

29 Mart 2014 Cumartesi- Necip Fazıl'ın yazdığı Para adlı oyuna gittim.Konu bildik bir şey;ahlak ahlaksızlık,iyi insan nedir filan ...Anlatılan yeni bir şey de değil, bilmediğiniz bir şey de;ancak sahneye koyan yenilik getirirse izleyebilirsiniz kısacası...Ne yazık ki o da yoktu..Son derece eski moda bir anlayışta sahneye konmuş bir oyun izledik.Belki de özellikle böyle bir yöntem seçilmiştir,bilemiyorum.Ben uyudum desem çok mu ayıp olur bilmem, ama gerçekten gözlerimi açamadım .Bu nedenle, selama çıkınca göz göze geldiğimiz oyunculardan affımı diliyorum.Uyumak  benim kabahatim ama uyutan kim?Bunu da bilmek istiyorum.Tek kazancım(ız) iyi oyuncular görmekti.Bir de dileğimi söyleyerek bu
bahsi bitireyim,bu yetenekleri daha iyi oyunlarda görebilmeyi çok  isterim.
30 Mart 2014 Pazar -Yerel seçimler yapıldı.
31 Mart 2014 Pazartesi -İlçemizi yönetecek yeni belediye başkanımız ,yine bir meslektaşımız..Hayırlı olsun.
1 Nisan 2014 Salı -Bloğu açamıyorum.
2 Nisan 2014 Çarşamba- Blog açılmıyor.
3 Nisan 2014 Perşembe -Blog bana kapalı.
4 Nisan 2014 Cuma- Blog sayfasına yine erişemiyorum.Çünkü bende teknik bilgi yok.Bilgisi olan öğrencim de sınav haftası kasırgasına tutulmuş durumda.
5 Nisan 2014 Cumartesi -Akün Sahnesi'nde Vanya Dayı'yı izledim.Yıllar önce rahmetli Cüneyt Türel'i izlemiştim aynı rolde..Zihnimde onun izleriyle gittim buna da..Doğal olarak kıyaslıyorsunuz ikisini..Levent Çelmen de iyi yorumladı..Ama Durukan Ordu'nun adı gibi duru oyununa kapıldım asıl..Şahaneydi..Bundan sonra dikkatle izlenecekler listesine adını ekledim..Sadece onu izlemek için o oyuna gidin derim.Abartmadan,içten,sahici bir oyun izlemek istiyorum diyenlere bilhassa öneriyorum.Oyunun geneli de iyi,özellikle ikinci perdede daha da iyileşiyor.Finali çok beğendiğimi de ilave ederek bu bahsi de bitireyim.
6 Nisan 2014 Pazar- Mezarlıkta biraz meşguliyet..Epeyce bir mezarın bakımını yaptım,çiçeklerini diktim,suladım.Aralarında 64 sene önce 28 yaşında vefat eden "Gençliğine doyamamış Nilüfer" de var,38 güncük yaşayabilmiş Leventçik de..Şimdi birer sümbülleri var,seneye onların kokularını da taşıyarak açacak olan..Huzurevine uğradım.Sabiha Hanım ve Niyazi Bey'le biraz sohbet ederek günü akşam eyledik.
7 Nisan 2014 Pazartesi- Sınav kasırgası tüm şiddetiyle sürüyor,bloğun kapalılığı da..
8 Nisan 2014 Salı- Sınav,kapalı,blog filan..Kansere bir kurban daha..Hamit Bey de savaşı kaybetti.Allah rahmet etsin.İki öğrencimin babasıydı...Annemden sonra kanserden ölen bu kaçıncı tanıdık bilemiyorum.
9 Nisan 2014 Çarşamba- Kasırga bitmedi,kapalılık da..
10 Nisan 2014 Perşembe -  730  Annemin gözlerinin bu dünyaya kapanışından bu yana geçen gün sayısı..Sabah önce onun ve babamın mezarına uğradım.Sonra  hastalığı müddetince tam 100 gün kaldığı hastane odasını ve son nefesini verdikten sonra yapılan müdahale ile suni solunumla yaşatıldığı iki gün süresince kaldığı yoğun bakım servisini ziyaret ettim.Hastane personeliyle selamlaşıp annemi andık.
11 Nisan 2014 Cuma - Ömer yoğun bakımda..Üç gün önce beyin kanaması geçirip hastaneye kaldırılan öğrencimiz ,arkadaşlarının ve ailesinin dualarıyla iyileşme yolunda mücadele ediyor.Hastaneye kaldırıldığı andan beri ailesiyle birlikte nöbet tutan sınıf arkadaşlarının güzel yürekleri takdirlerin ötesinde..Tekrar aramıza dönmesi için dua ediyoruz.