27 Temmuz 2016 Çarşamba

Biri Daha 19 Yaşında, Diğeri 24

Bugün Birol Aksu'nun şehitlik yıl dönümü..
27 Temmuz 1993'te şehit olmuş..
Doğum gününe bir hafta kala..
1 Ağustos 1973 doğumlu imiş..
Daha on dokuz yaşını bile dolduramamış..
Mezar taşındaki fotoğrafından neşeyle ve olanca gençliğiyle gülümsüyor dünyaya..

 Annesiyle babası da gülmeye başlamışlar mıdır artık?
Yoksa Şehit Abdullah Erkmen'in annesinin yedi yıldır dinmeyen gözyaşları gibi hala akmakta mıdır?
Bilmem..
Bildiğim mezarlıktaki şehit sayısının 36'ya çıktığı..

En son 17 Şubat'ta Şehit Cüneyt Sertel burada toprağa verilmişti..
On gün önce de Seher Yaşar..
Henüz 24 yaşındaymış..
Gencecik bir polis iken Gölbaşı'ndaki saldırıda hayatını kaybetmiş..
Şimdi diğer 35 şehit ile birlikte mezarlığın sakinlerinden oldu..
Yurdun dört bir yanında toprağa verilenlerden hiç söz etmiyorum bile..
Acı dalga dalga,ev ev yayılıyor;çığlık çığlık yükseliyor..
Şehitlikte ise bir sessizlik..


23 Temmuz 2016 Cumartesi

Babamdan Bir Yaş Daha Büyüğüm

Bugün itibariyle ..
29 yıl önce kaybettiğimiz babamdan,
bir yaş daha büyüğüm..
İnsana şaka gibi geliyor ama,yazık ki doğru..
Böyle giderse..
Bundan böyle..
Babam benden genç olacak,hep de genç kalacak demektir..
Keşke hayatta kalsaydı..
O da..
Aramızdaki yaş farkı hızla kapanan annem de..
Ben de hep onların ilk göz ağrısı..

15 Temmuz 2016 Cuma

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok

Bugün Sedat Akça'nın şehitlik yıl dönümü..
Tam on yıl önce bugün yirmi yaşının tazeliğinde toprağa düşmüş..
Sabah mezarını yıkadım,otlarını temizledim..
Bu sene pek gürbüzleşen gülünü suladım..
Olası ziyaretçileri için temiz ve hazır ettim kısacası..
Umarım çok ziyaretçisi olur..
Yarın görürüz artık..

Dün akşam üzeri eve gelirken Ediz'le karşılaştım..
Şehit Cüneyt Sertel'in kardeşi..
Bayramda ziyaretlerine gidemediğim için mahcubiyetimi ve mazeretimi söyledim..
Ağabeyi beş ay önce Ankara'daki patlamada şehit olmuştu..
Ediz,annesi,yengesi ve yeğenleri sürekli şehitlerini ziyaret ediyorlar..
Ziyaret defterinden görebiliyorum ve de okuyabiliyorum gelişlerini..
Hatta duyarlı halktan ziyaretçileri de..
Ama Ediz'in üzülerek söylediğine ben de esef ettim..
Bayramda askerlerden,Şehit Aileleri Derneği'nden hiç kimse kapılarını çalmamış..
Oysa en duyarlı ve dikkatli olanlar onlardır her zaman..
Aynısı Can Çalışkan'ın ailesi için de aynı mı oldu acaba?
Onların kapısını da sadece kendi yakınları mı çaldı?
Unutulmuşluk ne hazin!
Hemen unutanlar ne vefasız!
Şu gök kubbenin altında unutmaktan çok bir şey yok, demek ne acı!

1 Temmuz 2016 Cuma

İğde Ağacı

Önceki gün kesmişler..
Gerçi ben de yanında otururken, testereyle kaç günde kesebilirimin hesabını yapmamış değildim..
Bu yıl kurumuştu nedense..
Kimbilir belki de,yanlış budama neticesi küstüğü için kurudu..
Bu bahar çiçek açıp ortalığı mis kokusuyla doldurmadı..
Hayata,aslında biz insanlara küsüp,kurudu..
Biz insanların bir kısmı olan mezarlık görevlileri de kesip kütüğe indirivermişler..

Halkalarını saydım dün..
On beş halka..
Demek ki on beş yaşındaymış..
Eğri büğrü büyüyen gövdesiyle ne güzeldi..
Her güz güzel yemişleriyle geçenleri kendine baktırırdı..
Annemin mezarı üzerinde gölgesini salardı..
Hepsi bitti,geriye ancak görülebilen bir kütük kaldı..
Bir de dört yıldır neredeyse her gün onu gören gözlerimin ardındaki anısı..

Sonsuzluğa uğurladığımız bütün sevdiklerimiz gibi..
Başkaları için yol üstündeki sıradan bir kuru kütük..
Bizim içinse yaş halkalarını sayabildiğimiz,kıymetlimiz,canımız..
Üzerimizde gölgesini artık göremediğimiz bir tanelerimiz..
Varlıklarıyla ömrümüzün her günü bayram neşesiydi..
Şimdi ise yaklaşan her bayramda yokluklarının buruntusu..