10 Ağustos 2016 Çarşamba

Acıların Kadınları


Bugün sekizinci seansı aldık..
Altı hanım..
İki bel,bir sol omuz,bir kalça,bir diz,bir de benim sol dirsek..
Sabah dokuz buçukta başlıyoruz..
Hep birlikte..
Ağrılı organların tedavi seansı bizim sohbetlerimizle birlikte sürüyor..
Elli dakika sonra onlar evlerine gidiyor..
Bense..
Alçılı geçen haftalarda kireç bağlamış dirseğimin açılması için fizyoterapi odasında kol esnetme çalışmasına geçiyorum..
Acıların kadını olmam da böylece başlıyor..
Avaz avaz bağırıyorum..
Kolum bükülüp açılmaya zorlandıkça..
Bütün sinir uçlarım acı sinyalleri verdikçe..
Bağır bağır bağırıyorum..
Kolum biraz açılır gibi oluyor..
Tedavi odasından çıktıktan az sonra ise..
Az önce açılır gibi olan kol,daha doğrusu dirsek tekrar kaskatı oluyor..
Biraz önce esneyen kaslar,gerilen bir lastiğin bırakılınca tekrar eski şeklini alması gibi,kısalıyor..
Bir de dirseğin içinde her harekette şimşek çakar gibi tekrarlayan keskin acı !..
Acıya katlanıyorum katlanmasına da..
Ancak her seans sonrası eski kısalmış haline dönüveren kolumun içler acısı haline bakmak daha zor geliyor..
Şifa bilmem ki daha kaç acı günün ardındadır?