27 Haziran 2018 Çarşamba

İkinci Bölüm

Tiyatro sezonunu kapattık....
37.etkinlikle..
Küçük Tiyatro'da..
İstanbul Devlet Tiyatrosu bir oyunla turneye ve sezonu kapatmaya gelmiş..
30 Haziran' a
dek sahnelenecek olan
oyunu, dün akşam salon dolusu ve çok keyifli bir seyirci grubuyla izledik..

Neil Simon'ın hafif komedilerinden biriydi..
Ancak konu kadın erkek ilişkileri olunca, ince ince espriler,biraz da ,hatta belki epeyce bizden de bir şeyler serpiştirilmiş..
Oyuncular da keyifle oynadılar,aslında döktürdüler,demeliyim..
Ayşen İnci,Şahin Çelik,Veda Yurtsever İpek,M.Lebib Gökhan'dan oluşan kadro birbiriyle uyumluydu..
Zaten ödül almışlar..
Hem oyun dekoruyla,hem oyunculuklarıyla..
Üstelik birden çok..
Bu durumda başta yönetmen Hidayet Erdinç olmak üzere bütün ekibi kutlamak gerek..
Üç yıldır oynanan başarılı bir oyun kotardıkları için..

İki perdelik oyunun ilk perdesi bir saat on beş dakika,ikinci perdesi de bir saat sürdü..
Tanıtımında iki saat beş dakika diyordu oysa..
Şanslıyız,mı diyelim..
Uzun versiyonunu izledik galiba..
18.00'da başladı..
20.25'te bitti..
Hak ettikleri alkışı sunup çıktığımızda,akşam ezanı okunuyordu,Ankara semalarında..
Yağmur bulutları da inmek üzereydi..
Son otobüsümüze yetişmek imkansız olduğu için,Gençlik Parkı içinden geçerek, tren garına yöneldim..
Yağmurla birlikte gara girip, ilk kez hızlı trenle eve dönmek üzere bilet gişesine yöneldim..
Bir buçuk saat sonra evdeydim..
Kısmetse yeni sezon oyunlarında salonlara, seyirci koltuklarına döneriz..


26 Haziran 2018 Salı

Ihlamur Çiçekleri ve 'Kırık' Bir Bayram

Bayram arifesi..
Akşam üzeri..
Son iftarın ve bayram hazırlıklarının curcunası sürerken..
Son alışverişimizi tamamlayıp eve dönüşte..
Caddenin karşısındaki ıhlamur ağacına uğramak istedim..
Kokusu balkona kadar gelen ihlamur çiçeklerini görmek için..
Ağacın altına gidince de hiç çiçek görmemenin şaşkınlığı..

Yolun iki tarafından araç gelmediğinden emin olarak caddeye adımımı attım..
Ancak aniden ve hızla park etmek için geri manevra yapan aracı fark etmedim,,edemedim..
Son duyduğum,yanımdaki kardeşimin"-Araba !"diye haykırışı..
Bir an dönünce son gördüğüm üzerime son hızla gelen bir aracın arkası..
Sonra tüy gibi fırladım havaya..
Kurşun gibi de yere çakıldım..

Kısa bir an sonra kendime gelince ilk düşündüğüm,"Acaba nerem kırıldı?"oldu..
Kafamın arkası,sırtım yere çarptı,onu biliyorum..
Elimdeki poşetleri sıkıca tutmaya devam ettiğimi de..
Sonra birden sağ bileğimde bir tuhaflık olduğunu da.
Hemen şişmeye başlayan ve şekli bir anda değişen bileğim durumu anlatmaya yetti..

Sonrası..
Hastanede acile gidiş..
Röntgen sonucu sağ el bileğinde  tespit edilen derin bir çatlak,aynı derinlikte bir kırık ve küçük bir kemik kopması..
Kısaca 'parçalı kırık' ..
Arife akşamı başlayan 'kırık bayram' böylece sürdü..

Ihlamur ağacının altına gitmeseydim,o kaza olmayacaktı..
Park etme derdindeki dalgın şoför o taraftaydı çünkü..
Akşam üzeri attığım yirmi fazla adım,üç yıl sonra bir kez daha kırık kemik meselesine dönmeme neden oldu..
Üç yıl önce yedi ay arayla sol el bileğim ve dirseğim kırılmıştı..
Aylar süren iyileşme sürecinden sonra tamamen eskiye dönemeyen kemiklerim ve eklemlerim için üzülürken şimdi yeni bir üzüntü kaynağım daha oldu..
Bu kez de sağ el bileğim için..
Yine aylar sürecek olan iyileşme süreci..
Yine tam olarak eski işlevine dönemeyen eklemler..

Ah o ıhlamur kokusu..
O baygın kokuyu her duyduğumda bu kazayı hatırlamak kaderde varmış demek ki..



13 Haziran 2018 Çarşamba

Şerife,Arife,Bayram

  Bugün şerife..
  Arife öncesi..
  Yarın da arife..
   Kısmetse,ondan sonra da bayram..
   Hepimizin bayramı kutlu,yüreği umutlu,yüzü güleç,kahvesi köpüklü,ikramları bereketli,arayıp  soranı çok,sevdikleri yanında,sağlığı yerinde olsun..
   Barış ve huzur içinde  bir dünyada nice bayramlara,bayram tadında günlere erişelim..