22 Nisan 2020 Çarşamba

23 Nisan Kutlu Olsun

Her yıl en çok konuştuğumuz şeyler şunlar olurdu:
"23 Nisan günü bu yıl da yağmurlu geçer mi?"
(Hatta birkaç yıl önce tam 23 Nisan günü lapa lapa kar yağmıştı bütün şehre,çiçekli dallara..)
"Çocuklar haftalardır çok özenerek hazırlandılar,rengarenk kıyafetlerde ıslanıp üşürler mi?"
"Eğer kutlamalar iptal edilirse minikler çok üzülüyorlar,gösterilerini sergileyemedikleri için.."

İlkokulların bahçelerinde yapılan bayram kutlamalarının ne kadar renkli görüntüleri olduğunu,okul bahçesinin onların cıvıltılı sesleri
,gevrek  gülüşleri ile nasıl dolduğunu biliyorum..
Miniklerin bayram için ne kadar heyecanlı,hevesli,mutlu olduklarını da..
Sınıflarının etkinliklerine,kendilerine düşen görevlere canla başla katılıyor,yapacakları her şeye bütün yürekleriyle katılıyorlar..

Liselerde böylesine kendini adamışlık pek göremediğimiz için,bize çok sevimli ve anlamlı geliyor..

Bu yılki salgın hastalığın yayılmasını önleme uygulamaları gereği, çocuklar haftalardır evlerinde kapalı,okullar kapalı,toplu kutlamalar yasak;bu nedenle bu yıl ilk kez çocuk bayramı evlerle sınırlı olacak ..
Onlara getirilen öneri,bayram neşesini ve sevincini kendi elleriyle hazırlayacakları bayram süslerini pencerelerine asmaları oldu..
Mahallemizdeki birkaç pencerede yapılan süsleri gördüm..
23 Nisan Kutlu Olsun cümlesini renkli kağıtlara renkli kalemlerle yazmış,yanlarına küçük bayraklar iliştirmiş,pencerelerini donatmışlar..
Ev halkının duyarlılıkları nispetinde yarın bayram coşkusunu yaşayacaklar..
Evlerinde..

23 Nisan 1920'nin 100.yıl dönümünde..
Bizlere bu kutlu  günü bayram olarak kutlama onurunu veren,en başta büyük Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı'mızın bütün fedakar kadrosuna minnet ve şükran ve dualarımız göklere yükselsin!

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız 100. yılda yüz binlerce kez kutlu olsun !

Hakkını vererek kutlamak 101.yılda mümkün olsun!


13 Nisan 2020 Pazartesi

Merhaba Anne

Seni toprağa verişimizin 8. yıl dönümü bugün..
Başka bir deyişle  2922.günü..
Bademler,kayısılar çoktan çiçek açtı da meyveye durdular..
Vişneler,kirazlar,şeftaliler,erikler de..
Elmalarla ayvalar da pembe beyaz tomurcuklarını göstermeye başladılar..
Şehrin bahçeli evleri çiçek ve renk cümbüşü içindeler..
Benim sevgili leylaklarım tomurcuklarını çıkardılar bile..
Baharın sevimli alçakgönüllü güzeli papatyalar da öbek öbek açmışlar,yemyeşil çimenlerin üzerinde..
Ballıbabalar,unutmabeniler,karahindibalar da güneşin altında salınıyorlar..
Sümbüller,nergisler,laleler çoktan açtılar..
Çiçeğe meraklı olanların bahçelerinde..
Ve tabiî mezarlıklarda..
Babamla senin mezarlarınızın üzerinde de hepsinden var..





 En çok da senin mezarında..
Babamın mezarının üzerinde nedense çiçekler çok açmıyor..
Tam üzerine dallarını uzatan köknardan olduğunu söyleyenler var..
Bilmem artık..
Bugün ikinizin mezarınızı da ziyaret ettim..
Mermerlerinizi sildim,çiçeklerinizi ,annemin köknar fidanını suladım..
Kuşların suluklarını doldurdum..
Bu sırada hemen aşağıda da bir cenazenin defin töreni vardı..
Hepsinin ağzı maskeli yirmi civarında kişi ellerini kaldırmış,okunan duayı takip ediyorlardı..
Az sonra hepsi arabalarına binip gittiler..
Artık cenaze namazları camilerde kılınmıyor..
Bütün törenler mezarlıkta tamamlanıyor..



Bir aydan bu yana ülkemiz bir salgın hastalık felaketinin içinde..
Çalışanlar ağızlarında maskelerle,ellerinde eldivenlerle,yanlarında dezenfektanlarla oturuyor..
Okullar tatil edildi,tekrar ne zaman ders başı yapılacağı belli değil..
Dersler internet üzerinden yapılıyor..
Lokantalar,berberler,güzellik salonları,büyük alışveriş merkezleri,oteller,,tiyatrolar,parklar,kısaca insanların toplu halde bulunabileceği bütün işletmeler bir aydan beri kapalı..
Günlük hayatın sürmesi için açık tutulan bütün işletme ve kurumlarda da alınan önlemler kurgu bilim filmlerindeki sahneler gibi oldu..
Girişlerde herkes bir metre aralıkla sıra olmak zorunda..
İçeriye teker teker alınan insanlar karşılarında ağzı maskeli,elleri eldivenli çalışanlar görüyorlar ve onlara da bir metreden fazla yaklaşamıyorlar..
Hatta bazı yerlerde hava temasını engellemek için teması engellemek için bankolara naylon örtüler gerildi..
Küçücük bir  aralıktan eczanelerde reçeteler alınıp ilaçlar veriliyor,faturaların ödenmesi için para ve makbuzlar alınıp veriliyor veya bankacılık işlemleri yapılıyor..
En çok çalışmak zorunda olanlarsa PTT veya özel kargo şirketlerinin elemanları oldu..
Hiç durmadan koliler,paketler gönderiliyor veya teslim alınıyor..
Dolayısıyla her yerde insanların tek sıra halinde uzun kuyruklar oluşturması gibi uzun zamandır hiç görmediğimiz manzaralar olağan hale geldi..
Pazar yerleri ve marketlere maskesiz giriş yasak..
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı vardı..
Bütün büyük şehirlerde..
Bir de Zonguldak'ta..
Tabiî bizim şehirde de..
İki gün boyunca sokaklar kuşlara,kedilere,köpeklere kaldı..
Çalışmak zorunda olanların dışında sokaktan geçen insan ve araç sayısı enderdi..
Sanırım aynı uygulama birkaç hafta sonu daha uygulanacak..
Salgının boyutları o kadar büyük ve ürkütücü ki,hükümetin aldığı önlemler yerinde ve önemli görülüyor..
Şu ana kadar yeryüzünde 1.860.000 kişi bu hastalığa yakalanmış,bizde ise 60.000 civarında..
Bugün itibariyle dünyada 115 bin kişi hayatını kaybetti..
Bizdeki resmi rakam,bugün için, 1198..
Her gün bu rakama daha çok vefat ve hasta sayısı ekleniyor..
Bu nedenle şu anda bütün dünyada hayat bu salgına göre düzenleniyor tabiî bizde de..
Kuş gribi,sars,mers adlarıyla
adım ilerleyen bu yeni salgın;çok hızlı yayılması,aşısının olmaması nedeniyle dünyada ve bizde gündemin tek maddesi..
Camilerde günde beş kere okunan ezandan sonra hep aynı anons yapılıyor:"Zorunlu olmadıkça evden çıkmayın !"
Bütün bu olağanüstü halin sebebi geçen aralık ayında Çin'de başlayan ve Covid-19 denilen yeni bir grip virüsü..
Çok bulaşıcı ..
O kadar ki beş ayda dünyanın hemen her ülkesine yayıldı..
 Hele Avrupa,Amerika  hastalıktan kırılıyor..
Sekiz sene sonra dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu durum şimdilik böyle..
Henüz  kesin tedavisi veya aşısı olmadığı için hayat bir süre daha böyle devam edecek,öyle anlaşılıyor ki..
Dolayısıyla pırıl pırıl baharı gören yok..
Mis kokan çiçekleri fark eden yok..
Göremediğimiz bir virüsün  bulaşması olasılığının yaydığı ölüm korkusu her yeri kaplamış durumda..
Babamla ikinizin ellerinizden öperim..