Bugün Sedat Akça'nın şehitlik yıl dönümü..
Tam on yıl önce bugün yirmi yaşının tazeliğinde toprağa düşmüş..
Sabah mezarını yıkadım,otlarını temizledim..
Bu sene pek gürbüzleşen gülünü suladım..
Olası ziyaretçileri için temiz ve hazır ettim kısacası..
Umarım çok ziyaretçisi olur..
Yarın görürüz artık..
Dün akşam üzeri eve gelirken Ediz'le karşılaştım..
Şehit Cüneyt Sertel'in kardeşi..
Bayramda ziyaretlerine gidemediğim için mahcubiyetimi ve mazeretimi söyledim..
Ağabeyi beş ay önce Ankara'daki patlamada şehit olmuştu..
Ediz,annesi,yengesi ve yeğenleri sürekli şehitlerini ziyaret ediyorlar..
Ziyaret defterinden görebiliyorum ve de okuyabiliyorum gelişlerini..
Hatta duyarlı halktan ziyaretçileri de..
Ama Ediz'in üzülerek söylediğine ben de esef ettim..
Bayramda askerlerden,Şehit Aileleri Derneği'nden hiç kimse kapılarını çalmamış..
Oysa en duyarlı ve dikkatli olanlar onlardır her zaman..
Aynısı Can Çalışkan'ın ailesi için de aynı mı oldu acaba?
Onların kapısını da sadece kendi yakınları mı çaldı?
Unutulmuşluk ne hazin!
Hemen unutanlar ne vefasız!
Şu gök kubbenin altında unutmaktan çok bir şey yok, demek ne acı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder