18 Haziran 2025 Çarşamba
Gazileri Ziyaret
Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve orada tedavi gören gazilerimiz..
İlk olarak 2014'te, Korkak Kurbağa adlı oyunumuzu onlara sergilemek ve bu fırsattan istifade onlarla tanışmak için gitmiştik..
Bu ziyaretimizi ve orada gördüğümüz,bir kısmını odalarında ziyaret edip sohbet ettiğimiz gazilerimizi hiç unut(a)madım..
Birkaçıyla telefonla iletişimimiz sürdü uzun süre..
Sonra tek bir gaziyle, Konya Seydişehir'den Muzaffer Karagöz'le telefonla da olsa birbirimizi arayıp hatır sormamız kesilmedi..
Aradan geçen zamanda yine gitmeyi hep istedim ama mümkün olmadı..
Bu yıl öğrencilerimle hazırladığımız kısa bir komediyi onlara sergilemek üzere dün oradaydık..
Belediyemizin bize tahsis ettiği araç ve kendisi de eski asker olan şoförümüz Kerem'in dikkatli sürüşü ile öğle vakti hastaneye ulaştık ve bizi bekleyen telefondaki ses Öznur Hanım'la buluştuk..
"Oyunumuzu bahçede oynar mıyız?Böylece gazilerimiz bahçeye açılan odalarından çıkıp sizi izleyebilirler."dediğinde,"Elbette "dedik..
Odaların zemin katta olanları doğrudan küçük bir beton alana açılıyor,isteyenler burada dolaşabiliyor,bize önerilen yer de burası..
Üst kattakiler de yukardan izleyebilecekler..
Biz odaların önünden geçerken yaz havası nedeniyle kapılar açık ve yatakta dinlenme halinde olan gazilerle gözgöze geliyoruz,hepsiyle selamlaşıp "Geçmiş olsun !" dileklerimizi iletiyoruz..
Öznur Hanım'ın sözünü ettiği arka bahçeye geldik bu arada..
Gayet uygun bulduk,hemen oyuncuların giriş çıkış noktalarını belirledik..
Sahne makyajı ve giyinme işlerini okulda halletmiştik..
Öğle yemeğinden çıkıp tedavi saati biten ya da henüz başlamayan gaziler tekerlekli sandalyeleriyle öbek öbek toplandılar..
Hastane personeli de onların yanında yerlerini aldı..
Yabancı bir ortam da olsa öğrencilerimiz gayet iyi bir oyun sundular..
Müzik öğretmenimiz Mehtap Hanım,tiyatroda küçük rolleri olan iki oyuncumuzu küçük bir türkü dinletisi için hazırlamıştı..
Onlar da türkülerini seslendirdi..
Benim gazilerimizle tanıyıp sohbet etme isteğim üzerine hemen bütün oyuncular ve seyirciler girişteki yemekhaneye toplandık..
Dönüş saatine kadar,bir buçuk saate yakın söyleştik hem gazilerle hem onlarla ilgilenen hastane personeliyle..
Bu arada kalabalık bir askeri giyimli personel başından beri gazilere eşlik ediyordu..
Hastanenin 2016'dan itibaren Sağlık Bakanlığına devredildiğini okuduğum için onların ne ile görevli olduklarını sordum..
İçlerinde en kıdemli olan Zeynep Hanım açıkladı..
Hastanenin askeri hastane işlevinin tamaken bitmediğini,Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmakla beraber Milli Savunma Bakanlığının da hastaneden çekilmediğini,kendilerinin de bu hastanede askeri personel olarak gazilerle ilgilenmeleri için görevlendirildiklerini, ayrıca her perşembe de bir generalin hastanede tedavi gören bütün askerleri tek tek ziyaret ettiğini,gazilerin ordu personelini yanlarında görmekten özellikle memnun olduğunu..
Bu arada hastaneye girdiğimiz andan itibaren başımızı çevirdiğimiz her yerde ayağı,bacağı olmayan delikanlılar ya da orta yaşlılar görüyorduk..
Mayın ya da el yapımı patlayıcının sonucu imiş..
Kiminin ayak bileğinden aşağısı kiminin diz üstünden veya altından bir bacağı yoktu..
Önceki ziyaretimizden de hatırladığım görüntüler..
Sohbetimizde kimi bir yıl önce, kimi dokuz yıl önce,kimi de 38 yıl önce gazi olduğunu söyledi..
Hepsi tekerlekli sandalyede ve kesik uzuv yerleri ameliyatlıydı..
Uzuv kaybının sonucu olarak kemikler ve sinirler uzuyor ve onların protez kullanmalarını zorlaştırıyormuş..
Bu nedenle kendileri için genekli olduğunda hastaneye gelip uzayan kemikleri törpületmeleri,uzayan sinirleri aldırmaları gerekiyormuş..
Uzuv kaybıyla iş bitmiyormuş kısacası..
Önceki ziyaretten tanıdığım Seydişehirli Muzaffer,dünkü konuşmamızda, protezin bacağının zayıflamasına sebep olduğunu,hareket kısıtlılığı yaşadığını anlatınca, pek çoğu gencecik gazilerin ne çok sağlık problemi yaşadıklarını bir kez daha içimiz yanarak dinledik kendilerinden ve sağlık personelinden..
Onları derinden üzen bir şey de toplumda görünmez olmaları..
Sevgi ve saygıyı hak ettiklerini düşünüyorlar ki yerden göğe haklılar..
Hepimizin değerli varlığı olan sağlıklarını,bedenlerini uğruna feda ettikleri vatan toprağının üzerinde yaşayan herkesin,hepimizin sonsuz minnet ve şükran duyması gereken aziz insanlar hepsi de..
Dilimin döndüğü kadar bu düşüncelerde olan bir grup öğrenci ve öğretmen olarak onları ziyarete geldiğimizi anlatmaya çalıştım..
Yazık ki dönüş zamanımız geldi,vedalaşıp ayrıldık..
Bu satırları yazarken hala gözlerimin önünde olmayan ayaklar,bacaklar,yitirilmiş sağlıklar ama yitirilmemiş onurla parlayan gözler..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)