16 Şubat 2025 Pazar

Hayal-i Temsil

Hafta sonu Küçük Tiyatro'da izlediğim oyun.. İzmir'den bir haftalığına turneye gelmişler.. Dopdolu bir matinede oyunlarını biz Ankara seyircisine sergilediler.. Bunu her fırsatta kendileri söyledikleri için yazıyorum.. Ankara seyircisinin başka olduğunu,seçici olduğunu,Ankara seyircisi önüne çıkmanın gerçek bir sınav olduğunu..
Ahmet Sami Özbudak'ın kaleme aldığı oyunu Güray Tonbul yönetmiş.. Hakan Özgömeç binbir surat olarak birçok rolün içinde gezindi durdu,Dikran karakteri dışında.. Burcu Ongun Altay,Afife Jale rolünde,özellikle sesiyle başarılıydı.. Özlem Başkaya da Bedia Muvahhit rolünde ondan aşağıda kalmadı.. Nihat Demirkol'un parmaklarından piyanoya aktardığı duygulu melodiler oyunun en vurucu tarafıydı..
İki buçuk saate yakın süren iki perdelik oyunda tiyatro sahnelerinin iki öncü ve çilekeş kadınını,hayatlarından küçük ayrıntılarla tanıdık ve hüzünlendik bir kez daha.. Konuyu daha önceden bilenler için yani.. Bilmeyenler ise bugünün muteber mesleği oyunculuğun ülkemizde, hele de kadın ve bilhassa Türk kadını için, ne taşlı dikenli yollardan bugüne geldiğini öğrendiler..
Oyun metni bilmediğimiz ayrıntılar içermesi bakımından iyiydi.. Ancak biraz kopuk kopuk geldiğini belirtmek de gerek,sahnelerken kesilip atılan bölümleroldu da ondan mı,bilemem.. Bir de oyunlara,filmlere,her çeşit metne,Atatürk ve Cumhuriyet ile ilgili bir küçük ilave alışkanlığından vazgeçseler iyi olacak.. Ya çok ustaca ,metne güzelce yedirerek ve çok iyi yazılarak yapılmalı bu ya da hiç yapılmamalı:çünkü yapıştırma duruşlu oluyor ve beklenen etkinin tersini de yapabiliyor.. Yoksa Cumhuriyetimizi ve Atatürkümüzü çok seviyoruz,bunu bize birilerinin hatırlatmasına hiç gerek yok ! Üstelik bunca Atatürk ve Cumhuriyet vurgusunun üzerine oyunun adının Hayal-i Temsil olarak seçilmesi de bir çelişki olarak beliriyor fazlaca.. Oyun fotoğraflarını eski bir İzmir evinin önünde çekmişler.oysa oyun esnasında çok güzel fotoğraflık sahneler vardı,keşke onları kullansalardı..

10 Şubat 2025 Pazartesi

Deli İbram Divanı

Hafta sonu izledim.. Bu sezonun yeni oyunu.. Ahmet Büke'nin 2021'de yayımyanan romanından sahneye taşınmış.. Serhat Köroğlu oyunlaştırmış.. Sinan Pekinton yönetmiş.. 13 kişilik bir oyuncu kadrosu vardı..
Tek perdede, bir buçuk saatte, romanı okumayanlara bir güzel anlattılar.. Hem romanı hem de memleketimizin hiç bitmeyen,duruma bakılırsa,hiç de bitmeyecek olan güçlü olanla güçsüz olanın kavgasını..
İzmir Körfezi'nde bir ada olan Köstence'de yaşayan Deli İbram,balıkçı,demirci ve diğer ada halkı kıt kanaat balıkçılıkla geçinip giderken,girişimciliğe soyunan Eczacı Süleyman'ın yunus balığı avı(katliamı demek gerek) başlatıp,kurduğu fabrikada ürettiği yağ ile kasabalılara iş ve aş vaadi, kasabanın yönetici ve işbirlikçileri ile birleşince Deli İbram,Balıkçı ve Demirci'nin uyarılarını kimse dinlemez ve kaçınılmaz olan olur..Yunuslar tükenir,fabrika kapanır,yunuslar sayesinde ada yakınlarına sokulan balıklar da çekilir.Kasabayı daha vahim bir sonuca sürükleyen olaylar yaşanır..Balıkçı ve Demirci öldürülür,evleri yakılır,yanan evle birlikte Balıkçı'nın karısı da yanar..Bu arada Balıkçı'nın küçük bir kabahat işlediği için(Halkın uğurlu saydığı bir yavru yunusu vurmuştur.)İzmir'e yolladığı oğlu Osman da büyür,askerden gelir.Kendisini büyüten dayısının evine gidip,öteden beri kendisini seven dayısının kızıyla birlikte tekrar adaya döner..
Ancak adada kendisini iyi karşılayan tek kişi yine Deli İbram'dır..Diğer adalılar ona pek yüz vermez.. Osman,baba ocağını onarır,yine bacasını tüttürür..Deli İbram'a bir tekne yaptırır.. Balıkçılığa,baba mesleğine döner.. Bu arada deniz kendini iyileştirmiş,yunuslar ve onlarla birlikte diğer avlanan balıklar adaya dönmüştür..
Ancak kasaba halkının rahat bırakmadığı,yalnız ve alttan alır halleri nedeniyle güçsüz görüp,hatta hakkında jandarmaya şikayetler yağdırdığı Osman da sonunda zıvanadan çıkar,artık müteahhitliğe soyunup sahilleri birer arsaya dönüştürüp betona gömen Eczacı'dan babasının,annesinin,yunusların,Demirci'nin intikamını alır..Onu vurur.. Sade,yalın bir anlatımla,dekorla,müzikle,ışıkla bize sunulan oyunu içimiz kabara kabara,"Ne yazık ki anlatılan her şey doğru ve gerçek!"diyerek izledik.. Bütün kadronun eline sağlık..