Yaz sıcakları hükmünü sürdürürken kabir ziyaretleri de aksatılmadı elbette..
Sulamanız için yalvaran menekşelere nasıl kayıtsız kalabilirsiniz ki zaten,hele de şehitlerin mezarlarının üzerindekilere..
Zaten mart ayında dikildiklerinden beri hiçbir yetkili onlarla ilgilenmediği,ben de düzenli olarak ilgilenebildiğim zaman artık çok geç olduğu için,çoğu kurudu,kalanları yaşatmaya çalışıyoruz,ben ve birkaç şehit yakını..
Onlardan biri geçen hafta çocuklarının mezarı başındaydı..
1984'te,32 yaşındayken şehit düşen Pilot Celal Altunbaş'ın yaşlı (ve yaslı) anne ve babası..
İlk kez geçen yıl kurban bayramı arifesinde karşılaşmıştık onlarla,yine şehitlikte..
Bu yıl daha da yaşlanmışlar..
Ama acılar hiç yaşlanmıyor,hafiflemiyor,eskimiyor..
Yaşlı baba bir elinde çeşmeden doldurduğu su bidonu,diğer elinde bastonu, sendeleyerek oğlunun mezarına yürürken,yaşlı anne de elindeki bidondan oğlunun mezarına su döküyordu,ben onları gördüğümde..
Sabah erkenden mezarların hepsinin gül ve menekşelerini sulamıştım..
Yine de bir bidon daha su ile yanlarına gittim,selam verdim,hatırlarını sordum..
Sevindiler..
Çocuklarının mezarındaki çiçeklerin kurumasından,mezarların bakımsızlığından şikayet ettiler..
Haklılar,ne diyeyim..
Bir şehit anne babası da 30 Ağustos 2009'da şehit olan Abdullah Erkmen'in..
Onlar henüz orta yaşlarında..
Her hafta aksatmaksızın oğullarını ziyaret ediyor,hem oğullarının hem de yanıbaşındaki 1951'de şehit olan iki pilotun mezarını temizliyor,çiçeklerini,fidanlarını suluyorlar,kaybettikleri fidanlarıyla ilgilenir gibi..
Onlar da hafta sonunda oğullarının yanındayken karşılaştık,selamlaştık,hatta bu kez bütün menekşeleri ve gülleri birlikte suladık..
Biri oğlunu 31 yıl önce diğeri 6 yıl önce şehit vermiş iki annenin de acısının nasıl taze olduğunu anlatmak isterim asıl..
Şehit Pilot Celal Altunbaş'ın annesi Zeliha Teyze, hem oğlunun mezarını yıkıyor,hem de "Güzel gözlü kuzum,Atatürk gözlü kuzum,kalk da bir bakıver annene !"diye sesleniyordu..
Şehit Abdullah Erkmen'in annesi Fatma Hanım oğluna seslenmiyor yüksek sesle,ama oğlunun mezarına öyle bir bakışı ve her seferinde gözlerinden süzülen yaşlarla mezarı öyle bir yıkayışı var ki,yüreğiniz sıkışıyor..
Dün de bir başka şehidin yıl dönümüydü..
Sabah onun da mezarına gidip yıkadım,kalan bir tanecik menekşesini suladım,çam iğnelerini temizledim..
O da mezar taşındaki fotoğrafından, her zamanki, hafif gülümsemesiyle izledi..
Top.Onb.Feridun Yücesoy
Doğum yeri Kırklareli
Anne adı Nigar
Baba adı Nazmi
Doğum tarihi 15 Ocak 1946
Şehitlik tarihi 24 Ağustos 1967
Askerliğini yaparken şehit olmuş,21 yaşındayken..
Şimdi hayatta olsa 68 yaşında olacaktı,belki de torunlarını sevecekti..
Nigar Hanım ve Nazmi Bey de hayatta değildir belki,oğullarına kavuşmuşlardır..
Mezarına geleni ise hiç yok,kuşlardan,kelebeklerden başka..
Bir de yılda bir kez mart ayında Şehitler Haftası için hazırlık yapmak amacıyla gelen görevliler dışında..
İki yanında kendisi gibi şehit arkadaşları Niğdeli Mustafa ve Kahramanmaraşlı Mustafa ile onları ziyarete gelen kimse olmaksızın sessizlik içinde bekliyorlar..
Neyi mi?
Bilmem..
Ölüm uykusundan uyanmamızı belki de..
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi!(İade edilene dek geçen 154.gün)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder