Hafta sonu tiyatro seyri için adres Küçük Tiyatro idi..
Yeni oyunlardan İhanet'i izledik..
Nahit Sırrı Örik'in yazdığı oyunu Özen Yula sahneye koymuş..
Oyunun sahnelenişi yapay,oyunculuklar yapmacık geldi bana..
Özenli olduğunu gösterebilmek adına epey çalışılmış,bir üslup çalıştırıcı bile tutulmuş,oyun ekibinde adını okuduk;ancak yeterli gelmemiş..
Yönetmene düşündüğünün gerçekleşemediğini kimse söyleyemedi sanırım..
Dolayısıyla oyunu sevmedim..
Hakan Dündar'ın dekorunu da, o arkadaki koca boşluk neye yarıyor acaba,diye izlerken, o da ne?..
O koca boşluk eski zaman radyosunun kadranı olarak tasarlanmış meğer..
Dönemin canlı kayıtlarından birinin perde arkasından yansıtılması düşünülmüş..
İyi ki öyle düşünülmüş..
Oyunun bir yerinde,o karanlık nokta aydınlandı..
Orada oturan dört orkestra üyesi ve bir solist hanım konsere başladı..
Deniz Alver Çamlıdağ'ın yumuşacık sesi mest etti bizi..
"Fikrimin İnce Gülü" ile başladı..
"Kimseye Etmem Şikayet "ile devam etti..
O zaman dek uyuklayarak izlediğim oyunda şarkıların güzelliği ile uyandım elbette..
İkinci perdenin ilk şarkısı "Gamzedeyim Deva Bulmam" oldu..
Son şarkı ise finalde seslendirilen "Mayadağ'dan Kalkan Kazlar" idi..
Bunu da Müzeyyen Senar'ın söyleyişini taklit ederek sahnede yaptı..
Başında Müzeyyen Senar'ın alametifarikası kızıl renginde perukla..
Keşke bu şarkıyı da o perde arkasındaki yorumuyla söyleseydi..
Yine de şikayetim yok..
Ya da tek şikayetim,niye daha çok şarkı söylemedi,olabilir ancak..
Bir gün önce Atamızı anmış olmanın hissiyatı üzerimizde iken,1930'ların şarkılarının okunması daha bir hislendirdi bizi..
Tiyatroyu güzelleştiren de bu mini konserdi zaten..
Sadece bu şarkılar ve o güzel yorumu ile Deniz Hanım'ı izlemek için gidilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder