13 Nisan 2022 Çarşamba
Periferi
Pazar günü Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde izledim..
Aslında Vişne Bahçesi'ni izleyecektim..
Ancak bir oyuncunun rahatsızlığı nedeniyle onu kaldırıp yerine bunu koymuşlar..
Eh,daha önce İrfan şahinbaş Sahnesi'nde oynarken de Periferi'ye bilet bulamamıştım..
Demek kısmet burada izlemekmiş..
Salona girişte beni tanıyarak yanıma gelen eski bir öğrencimle 14 yıl sonra yeniden karşılaşmak da günün sürpriziydi..
Oyuna gelince..
İki perdelik oyun iki saati aşkın sürdü..
Perde arasıyla iki buçuk saate yakın salondaydık..
Pembe Akgün'ün yazdığı oyunu Betül Gökçer yönetmiş..
Yönetmenin oyunda da önemlice bir rolü üstlenmesi(Putrika) hoş olmuştu(sağdaki kırmızı eşarplı)..
Firat Akarcalı'nın müzikleri oyun boyunca dikkatimi çekti..
Murdori rolündeki çok genç Ömür Özkapıcı da..
Kalabalık bir oyuncu kadrosuyla sunulan oyunun sonuna kadar yabancılık hissini silemedim ne yazık ki..
Uzaklık,yapaylık,seyirciyi,yani beni,içine çekemeyişi hissi oyun boyunca içimden çıkmadı..
Son beş dakikaya kadar..
Oyunun finalinde ancak o sıcaklığı yakalayabildim..
Esin Ercan'ın ağıtını da o zaman çok beğendim..
Bir de tecrübeli oyuncu Ferahnur Barut'un anlattığı masalların sunuluşu güzeldi..
Tabiî ,ve iyi ki, salon dolusu seyirci benim gibi düşünmediği için oyuncular ve onları yöneten/oynayan Betül Gökçer de aldıkları bol alkışla sahneden keyifle ayrıldılar..
Oyundan kazancım çingene kültürü üzerine bilgilenmek oldu..
Başkaca da bende bir etkisi olmadı yazık ki..
Ya da belki oyundan bir replik:
"Sınır dediğin bir toz..
Bak, üfleyince uçup gidiyor..
Kalıcı olan insanlık.."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder