Sözün aslını hatırlayamıyorum,neyin en iyisi ölüsüdür.Bu sabah balkona çıkıp da üst kattan aşağıya fırlatılmış bir çuval dolusu soba külünün yere çarpınca çevreye saçılıp bütün pencere önleri,balkon zemini hatta çamaşır iplerinin üzerini bile kaplayarak bir kül katmanı oluşturduğunu görünce İzmirlilerin dediği gibi "asfalyalarım" attı.O saatten beri içimden şunu tekrarlıyorum:En iyi insan ölü insandır.
Kızgınlıkla söylenmiş saçma bir ifade olduğunu biliyorum elbette.Ancak insan düşünmeden de edemiyor, bebekliği, çocukluğu hatta gençliği o kadar güzel,saf ve temiz insanoğlu yetişkinliğe erişince neden tahammül edilemez bir yaratık haline dönüşür?
Galiba bu nedenle sokaklarda çevresiyle bağlantıyı kesip, kulağına yerleştirdiği kulaklıklarla kendi içine dönen gençlerin yanı sıra yetişkinler görmeye daha çok başladım.Demek ki insanın insandan şikayeti benim gibi pek çok kişinin ortak sıkıntısı..
Balkondaki külleri süpürüp attım,ya içimizde dolaşan yaratıkları nereye süpürüp atabileceğim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder