26 Mayıs 2014 Pazartesi

Gecikmiş Bir Yazıda Çalıkuşu ve Çöl Fırtınaları

18 Mayıs'ta izlediğim ancak yoğunluktan dolayı yazamadığım Çalıkuşu adlı oyunu değerlendirme yazısıdır.
Sezon başından beri oynayan bir oyun..İlk haftadan beri de kapalı gişe oynuyor  üstelik.Ancak izlemek için acele etmek içimden gelmedi nedense.Sebebi; kitabı,konuyu zaten biliyor oluşum,sinema filmi,televizyon dizisi olanı pek sevmesem de o dönemde izlemişliğim kadar oyunun afişi idi desem,çok mu şımarıkça bir ifade olur,bilmem ama doğru..Afişteki oyuncunun duruşu nedense beni  oyuna hiç heveslendirmedi.Bu nedenle sezonun sonuna bıraktım.Bilet bulunmasa da hiç üzülmeyecektim hatta...Neyse sezon sonu geldi,bilet alındı,gidip izledim ve yanıldığımı hiç utanmadan (ya da biraz utanarak)itiraf etmek için yazıyorum.
Necati Cumalı ne güzel oyunlaştırmış..Kitabın vurucu ifadelerini,herkesi hemen saran duygusallığını,içtenliğini ne güzel ortaya çıkarmış..Hatta gözden kaçan ince dokunuşları ne güzel parlatmış..
Aynısını Halil Akarsu oyunu yönetirken gözetmiş.İnce duyarlıklarla örülü bir oyun ortaya koymuş..Öyle ki toplamda üç saatlik oyunun oldukça uzun olan ikinci perdesinde(bir saat kırk beş dakika) her yaştan seyirci hiç sıkılmadan ilgiyle izleyip duygu yoğunluğuna kendimizi kaptırdık gitti.Alkışlar da tam yerinde geldi.
Bir tebrik de Çalıkuşu Feride'yi oynayan Nur Yazar için elbette.Çok beğendim.Çok yakışmış.Rolünün hakkını veren,doğal ve içten izlenimi veren bir oyunu vardı..Afişteki görüntüsünün aksine çok cana ya
kın,sevimli bir Feride olmuştu.Ön yargılarımı severim ama bu kez yanıldığıma sevindim.
   17 Mayıs'ta da Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde Çöl Fırtınaları'nın  sadece ikinci perdesini izleyebildim .Bir iletişim kazası sonucu oyunun yerini yanlış algılayınca ,Ankara' ya banliyö treniyle gitmeye kalkan ben Sincan'da durumu fark ettim ama oyunun oynanacağı yeri bulup da yetişene kadar yazık ki on beş dakika gecikmiştim.Dolayısıyla içeri giremeyip sinevizyondan takip eden gruba katıldım.Orada gördüm ki, tiyatro sahnede izlenmiyorsa etkileyiciliğini neredeyse tümüyle kaybediyor.Sahne büyüsü denilen şey oyuncu seyirci birlikteliği için de geçerli..Oyunun bir saat otuz dakikalık ilk perdesini sinevizyondan izleyen biz "cezalılar" ikinci perdenin sadece yarım saat sürmesiyle de " oyun tatminsizliği " içinde salondan ayrıldık.Neticede dersimi aldım elbette.Oyun yerine dikkat et,dalgınlığın sonucu tiyatroyu sinevizyon işkencesi ile izlersin !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder