Pazar günü akşam eve gelirken gördüm..
Yıldırımla vurulmuş gibi gövdesi ortadan ikiye ayrılmış, yerdeydi..
Gövdesine dokundum,sünger gibi olmuş,dokunudukça lif lif dağılıyordu..
İçin için çürümüş,son anına kadar direnmiş,en sonunda yere yıkılmış ya da yığılmış..
Dün akşam eve giderken baktım,görevliler ondan kalanları kesmiş,biçmiş,toplayıp götürmüşler..
Geriye talaş kalıntıları kalmış..
İki hafta önce Şehit Abdullah Erkmen'in annesini ziyaret ettim..
Uzun bir süredir mezarlıkta göremiyor,merak ediyordum..
Meğer yaz sonundan beri kanser tedavisi görüyormuş..
Tedavi süreci iyi gidiyormuş ama yorucu da geçtiği için oğlunun mezarına gidemiyormuş..
Dün de Hakan'ı aradım..
Birkaç gündür içimde hep onu aramak isteği vardı..
Sesi öyle halsiz geliyordu ki..
Yine Ankara'ya gelmiş..
Yine GATA'ya yatacakmış..
Anlaşılan sürecin sonuna geldiler..
Kanser onu yiyip bitirdi..
Sesinin halsizliğinden anladım..
Daha kırkında bile değil..
Ömrünün yarısı da mesleği gereği son derece stresli koşullarda geçti..
Güzel eşi Funda da onunla harap,bitap..
Dayan acılı yürek dayan,gücünün hepsi bitip yere yığılıncaya dek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder