6 Ekim 2025 Pazartesi

"İspanya'da Şatolar" 9

MADRİD.. Cordoba'yı ziyaret edip,güzelim caminin Hıristiyanlık simgeleri sokuşturma hırsıyla gölgelenmesine üzüldükten ama yine de görkemini korumaya devam etmesini memnuniyetle gördükten sonra yine yola revan olduk.. Artık istikamet Madrid.. 400 kilometre kadar bir yol önümüzde.. Beş saat kadar yol gideceğiz demektir.. Otobüsün klimalı ortamında mesele değil..
Arada rehberimizin aktardığı bilgilerle,yol kenarında yine sonsuza kadar uzanan zeytinliklerle,bağ ve bahçeleri izleyerek yol akıp gidiyor..
Madrid denize uzak.. 300 kilometre kadar.. Bir düzlüğün üzerinde kurulu..
Zaten İspanya koca bir ova.. Ya da şehirler hep düzlükler üzerinde.. Ronda hariç tabiî..
Başkent olan Madrid 1936-39 İspanya iç savaşında ağır bombardımana uğramış.. Manzanares Nehrine bakan kayalık bir çıkıntı üzerine kurulu Alhazar'ın çevresinde gelişen şehirden 932'deki kayıtlarda Arapça "su kanalı"anlamına gelen Macerit olarak bahsediliyor.. 1083'te Müslümanlardan Kastilla Krallığına geçiyor..
Madrid;Londra,Paris,Frankfurt,Amsterdam'dan sonra dünyadaki beşinci büyük ticaret merkezi.. Ankara ile de kardeş şehir olmak gibi bir özelliği var..
Özellikle çok sıcak geçen yaz mevsiminde 13.00-16.00 arası siesta uygulaması varmış.. denilse de biz görmedik.. Öyle bir turist kalabalığı var ki, değil siestaya nefes almaya fırsatları yok dükkan ve mağazalarda çalışanların..
Önce alışıldık panoramik şehir turu.. Rehberimiz durmadan işaret ediyor..
"Burası Alcala Kapısı,şurası Cibeles Meydanı ve çeşme,orası Retiro Parkı,Botanık Bahçesi,belediye binası..
16 yıldan beri İspanya'da gezginleri gezdiriyormuş.. Otobüs sokaklardan hızla geçerken onun neredeyse nefes almadan söylediklerini hem görüp hem fotoğrafını çekmek hem de not almak mümkün olmadığı için artık akışına bırakıyor,aklımızda kalmasını ümit ederek pencereden izliyoruz işaret ettiği şeyleri..
Madrid'i görmüş olduk böylece..
Neyse ki serbest zaman var..
Şehir meydanında bizi bırakıp,işaret ettiği yerde buluşma saati verip gidince biz de yakıcı İspanya sıcağında görebileceğimiz kadarını görerek şehri tanımaya çalıştık.. Biraz yürüyüp dükkan dizilerini geçince kraliyet sarayına ulaştık.. Bahçesinde bir gölgeye oturup biraz çevreyi izledik.. Oradan bir parka geçtik..
Parktaki ulu ağaçların altında biraz nefeslendik.. Biraz daha sokaklarında dolaşarak buluşma noktasına döndük.. Sıcak,kalabalık,saatlerdir yolda olmanın verdiği yorgunluk kendini hissettirmeye başlamışken otele doğru yola koyulduk.. Madrid güzel bir şehir.. Uzun bir geçmişe sahip olmanın bilinciyle ağırbaşlı,mütevazı,eski ama değerli olduğunu her köşe başında hissettiriyor.. Bir başkente yakışan da bu olmalı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder