26 Nisan 2021 Pazartesi

kitap Oburunun Masasından-6

Oburluk sınırlarını aşmaya başladı artık ama neyse.. Son bitirdiğimden başlayarak sıralayayım.. Mine kırıkkanat'ın "Destina"sını bitirdim..
177 sayfalık kısa romanda bir distopya örneği olarak,yakın gelecekte büyük bir depremin ardından Türkiye'nin devlet olarak tarihe karışıp biz Türklerin nereyi bulursak çekilip gidişimizden sonra(şimdilik 84 milyonu kim kabul ediyorsa artık)topraklarımızda egemenlik kurmak isteyen büyük güçlerin Ortodoksluk liderliğini Rusya'ya kaptırmamak için,ilk Hristiyan Roma İmparatoru Konstantin'in öldürülmekten kurtulabilmiş oğlunun soyundan geleni bulma macerası anlatılıyor.. Biraz gülerek okudum.. Destina'dan önce Elena Ferrante'nin Napoli romanları serisinden "Karanlık Kız" ve "Sen Gittin Gideli"yi bitirdim..
"Karanlık Kız",çocuklarını büyüten,ayrıldığı kocasının yanına,Kanada'ya gönderen,artık kendine vakit ayırabilme noktasına gelen Leda'nın çıktığı yaz tatilinde yaşadıklarını anlatan146 sayfalık kısa bir roman.. Eh işte,türünden..
Aynı yazarın" Sen Gittin Gideli"sine gelince;kocasının iki çocuk ve 15 yıllık evlilikten sonra terk ettiği Olga'nın öyküsü.. O kadar ağır gelir ki,ciddi bir bunalıma girer.. Bunda biraz da çocukken mahallelerinde kocasının terk ettiği çok çocuklu bir kadının girdiği bunalımdan çıkamayarak intiharının zihninde yer eden anılarının su yüzüne çıkışı da etkili olur.. Neyse sonunda atlatır.. Zavallı çocuklar diyerek okudum 228 sayfayı.. Bunlardan önce de Canan Tan'ın üç romanını bitirdim..
Önce "Hasret".. İddialı yazarımız,eski valilerden Oğuz Kağan Köksal'ın eşinin anlattığı bir aile öyküsünden yola çıkarak 1923'teki büyük mübadeleyi anlatmış.. Gitmek zorunda kalanlarla onların anılarıyla yaşamak zorunda kalanların acıklı öyküsü.. Ancak yer yer boşlukta kalmış.. Biraz da yazarın hayal gücüne bırakılınca her şey havada kalmış demek lazım.. Ama çok akıcı bir dili olduğunu da söylemek..
"En Son Yürekler Ölür",yazarın iddiasıyla,organ nakli üzerine yazılan ilk ve tek roman !.. Organ nakli,koşulları,süreci,sonrası gibi konuları da sıralayan günümüzün tipik ortalama okuyucuyu hem bilgilendiren hem oyalayan romanlarından biri.. Yine de çok akıcıydı tabiî..
Aynı yazarın "Eroinle Dans"ına gelince.. Bu da madde bağımlılığı üzerine ilk ve tek roman olma iddiasında.. Başka örnekler olduğuna eminim,okuduğuma da;bizim edebiyatımızdan hem de.. Ama yazarımızı bozmayalım.. Madde bağımlılığının sadece alt kesim insanının değil,orta ve yüksek gelir kesim insanının da sorunu olabileceğinin örneğini vermeye çabalıyor.. Yine bu konuda uzmanların görüşlerine başvurularak konunun acıtıcı yanları üzerine bilgiler serpiştirilmiş.. Tabiî yine çok akıcı bir dili var.. Ancak İpek Ongun'un seslendiği kesimin bir üst yaş grubuna ait romanlar gibi geldiği hissinden kurtulamadım her okuyuşumda.. Neticede toplamda 900 sayfaya ulaşan üç kitaplık Canan Tan okumalarını da böylece atlattım.. Okul kitaplığına aldığımız kitapların okumalarını bitirmek üzereyim.. Şimdi elimde iki anı kitabı var.. Biri Vehbi Koç'un.. Diğeri Cumhuriyet gazetesinin hem varisi hem yazarı olan Emine Uşaklıgil'in..
Elbette çok daha ilginçler.. Sayfaların arasına gömüldüğüne değiyorlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder