Aynı çatı altında yaşadığımız 18 apatman komşumuzdan biri..90 yaşında. Yedi çocuğu var.Çocukları bile 60'ını aşmışlar..
İlk karısı ölünce, çocuklarının hepsini evlendirinceye kadar, evlenmemiş. En küçük çocuğunu da evlendirince, Romanya muhacirlerinden Vasfiye teyze ile tanıştırmışlar, evlenmişler.22 yıldır üst katımızda,iki tonton komşu olarak yaşıyorlar..
Şimdi ise, ne yazık ki, "sürünüyorlar" demek geliyor içimden...
Her vakit namazını, Sabah namazı dahil,mahalle camimizde (yaz kış,yağmur tipi fark etmez) cemaatle kılan Müsellem amca giderek önce sabah namazını gidemedi sonra hiçbir namaza.... Buna da şükredip evinde kılıyordu.Sonra namaz da kılamaz oldu...Şimdi ise gözleri göremez,kulakları işitemez,ağzındaki protezler eskidiği ve yenisi takılamadığı için çorba dışında bir şey yiyemez oldu.Hatta altı bağlanır,sonda takılır..Bunlara bir de çocuklarının sevgi ve şefkat eksikliği eklenince kahrından içine kapandı
Karısı Vasfiye teyze 80 yaşında.Bir ay önce anjiyo yapıldı,kalp pili takıldı.Bir bacağı topal..
Vasfiye teyzenin ameliyata gidişinden itibaren ,çocuklarının bakımına bırakılan Müsellem amcanın bedensel çöküşü inanılmaz bir hızda arttı.Bastonuyla ev içinde dolaşabilen adamcağız şu anda yerinden kalkamaz durumda..
Bir insanın gözleri böylesine küçülebilir mi?Müsellem amcanın gözleri şimdi görmeyen birer delik hatta çizik...
Onu her görüşümde, mum gibi eridiğini düşünüyorum.Bir mum gibi ve ışığı öyle zayıf ki..Kendisini bile aydınlatamıyor..Bari çocuklarının,torunlarının sevgi ve şefkat ışığında ısınarak bu dünyaya veda edebilse..Kahırla içine kapanıp,tevekkül dualarıyla,sabırlı sessizlikteki karanlık odasında değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder