Sabah mezarlık yolunun bitişiğindeki tarlada iki beyaz kütle halinde gördüm önce..Hava zehir gibi soğuktu..Görünüşlerinden Çoban köpeği sandım önce.. Mezarlığın saksağanları,kargaları sürü halinde üzerlerindeydi.Hayvancıklar donmuş olmalı diye düşündüm.Kuşlar benden ürküp kaçıştılar.
Dönüşte yine kuşlar üzerlerinde, didikleyip duruyorlardı.Baktım,iki koyunmuş.Kaburgaları açıkta,kuş sürüleri üstünde..
Ertesi gün kaburgalar daha da açıktaydı.Kuş sürülerine başıboş köpekler de eklenmişti.Ölü hayvanları didikleyip kemiriyorlardı.
2 gün sonra aynı yerden geçerken iki üç topak yün gördüm. Koyunlar en ufak eklerine, kemiklerine dek yenmiş, bitirilmiş geriye yalnızca yün topakları kalmıştı.
Yaşam döngüsünü tamamladı diye düşünüyorum.Koyuncular doğdu, büyüdü, ölünce de başkalarına hayat kaynağı oldu. Mezarlıktaki ağaçların , çiçeklerin toprağın altındaki sevgili bedenler sayesinde daha parlak,verimli,gür bittiği gibi.. Orada da bir döngü biteviye sürüyor..Benim de aklımda hep P.Süskind'in Koku romanının finali..Koyuncuklardan geriye kalan yün topaklarına baktıkça..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder