6 Şubat 2015 Cuma

Türküler Seni Söyler Nazik Kız

Karne tatiliyle birlikte, uzun zamandır planladığım, belgesel çekme işine başladım.
Dört sene önce okuma kulübümüzün üyesi bir hanım,söz arasında bir öykü anlatmıştı,beni çok etkileyen..
Geçen sene de tarih yürüyüşleri sırasında Atatürk'ün gazilik ünvanı almasına sebep olan olayın yaşandığı Gazi Tepe'de, başka bir hanım aynı öyküyü başka bir köye ait olarak anlatınca,hatta orada bulunan bir başka hanım da bir başka köyde de aynı öykünün anlatıldığını söyleyince merak adip araştırmaya başladım.
Sakarya Savaşı sırasında,Yunan ordusu geri çekilirken köylerde yağma ve zulüm faaliyetine girişir.Tabii bu arada yanlarında esir olarak insanlarımızın bir kısmını eşya taşımak,ganimet olarak alınan sürüleri gütmek veya kılavuzluk yaptırmak için;kadınları ve kızların bazılarını ise bedenlerinden yararlanmak için alır götürür.Bu bilgiler Tetkik-i Mezalim Komisyonu raporlarında tespit edilmiştir.O tutanaklarda yazmayan ise bu yaşananlarla ilgili yöre halkının yarattığı hikayelerdir.Birbirinden farklı köylerde birbirinin aynısı hikayeler...
Üstelik internette yazan bilgi doğru ise,aynı öykü Edirne'den Balıkesir'e,Bolu'ya,Afyon'a,Kütahya'ya,Konya'ya,Çankırı'ya,Kayseri'ye kadar birçok bölgede anlatılıyor imiş.Hepsi de birbirinin aynısı olan öyküler şeklinde...
Bütün bu öykülerin kahramanı olan Nazik köyünün en güzel kızlarındandır.Sakarya Savaşı sırasında köylerine  de gelen düşman ordusundan bir asker onu saklandığı yerden çıkarıp Yunanıstan'a götürür.Kendisine aşık olan bu askerle evlenen Nazik'in geçen yıllar içinde üç de çocuğu olur.Ancak köyüne dönme arzusunu içinden çıkaramaz.Sonunda aradığı fırsatı bulur.Bir gemiye biner.Türkiye'ye doğru yola çıkar.Çocukları da peşini bırakmamış,onunla birlikte gemiye gelmiştir.Ancak Nazik onları köyüne götüremeyeceğini düşünür.Düşman askerinden olan bu çocukları köylüsü kabul etmeyecektir.Çaresiz,çocuklarını denize bırakır.Türkiye topraklarına ayak bastıktan sonra köyüne kadar çileli bir yolculuk onu beklemektedir.Sonunda köyüne gelebilir; ama onda da derman kalmaz.Çok geçmeden son nefesini verir.Başından geçenleri öğrenen köyünün kadınları,bu talıhsiz kız için bir türkü yakarlar.İşte 90 yıldır söylenen türkünün hikayesi budur.
Ben de bu hikayeyi Çekirdeksiz,İnler,Uzunbeyli,Günyüzü-Ayvalı köylerinin hanımlarından dinledim.
Kamera önüne geçenler kendileri anlattı,öyküyü..Bazı hanımlar çekindi,onların anlatımını da yazılı olarak belgeselimize koyduk
Yeğenim,arkadaşı ve eski bir öğrencim de küçük bir canlandırmada rol aldılar.Nazik'in köyündeki günlerini,kaçırılışını,köyüne dönüşünü ve son nefesini verişini canlandırdık,mahallemizdeki bahçeli eski bir evde...
Altı günde bir yandan çekim yapıp bir yandan iki öğrencimle montajını yaptığımız belgesele Öğretmen Zeynep Telli Hanım da güzel sesiyle katıldı.Öğrenebildiğimiz kadarıyla yazabildiğimiz türküyü o seslendirdi.
TRT Belgesel Yarışması'nın son günü olan 30 Ocak günü saat  17.00'da bitirebildiğimiz belgeselimizi postaya verdik.
Ertesi gün de belgeselimizin yapımında çalışanlarla;belediye başkanı,yardımcıları,kültür müdürü,halkla ilişkiler müdürü,yerel basın görevlilerinin katıldığı bir ön gösterim düzenledik.
Şimdi ön eleme sonuçların bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder