4 Aralık 2016 Pazar

Gayrıresmi Hürrem

Sonunda..
Eli yüzü düzgün bir oyun seyredebildik..
Daha ilk dakikalarda ,bitse de gitsek,havasına girmeden..
Keyifle oyun seyretmeyi..
Meğer ne kadar özlemişiz..
Özen Yula kendi yazdığı oyunu yine kendisi sahneye koymuş..
Dekorundan kostümüne her ayrıntısıyla da pek bir özenmiş..
Dekorda Hakan Dündar'ın,kostümde Funda Karasaç'ın,ışıkta Yakup Çartık'ın,müzikte Turgay Erdener'in ellerine sağlık..
Şinasi Sahnesi'nin daha girişinden başlayarak seyirciyi ne izleyeceğine hazırlayan bir sergileme anlayışı düşünmüşler..
Kapıdan girişte cariye kostümlü oyuncular minyatürlerdeki duruşları ve danslarıyla karşılıyorlar sizi..
Salonun her yerine dağılmış cariyeler oyunun dekorlarını da getirip götürüyorlar..
Böylece saraydaki havayı her yere yaymış yönetmen..
İki perde olarak izledik..
Her perde kırk beş dakika kadar sürdü..
Oyuncu kostümleri değiştirmek yerine dekor değişikleri ile zamanın değişimini vurgulaması ilginçti..
Bir de ağaçlar..
Bana 'nahıl'ları hatırlattı..
Oyun metnine gelince..
Asıl önemli olan da oydu zaten..
Fena değildi..
Seyrettiğimiz nice sudan oyunlardan sonra hele,çok iyiydi hatta..
Sonunda güzel bir oyun seyrettim kısacası..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder