6 Ekim 2017 Cuma

Mısır Yazıları-9

Abydos'ta Bayram
Kurban Bayramının ilk günü..
Sabah gemide herkesle bayramlaşıp yollara düştük..
Gezinin ilk gününden itibaren güvenlik nedeniyle bizimle dolaşan sivil polisin yerini, bugün, ağır silahlı genç askerlerin olduğu ciple gidiş aldı..
Kısacası askeri eskortla gezdik gün boyu..
İnsan biraz tedirgin oluyor elbette..
Ama sonra gezdiğimiz yerlerin güzelliği o tedirginliği unutturdu..
Yol üzerindeki köy ve kasabalarda insanlar bayram telaşındalardı..
Bunu en çok da çocuk gruplarında gördük..
Bir köyde bayram namazındaki erkeklerle dolu bir cami önünden geçerken kapı önüne konmuş,şeker ve hurma dolu tepsilere gözümüz ilişti..
Bayramlaşmaya giden bin genç kız grubu da o şekerlerden almış,yiyerek gidiyorlardı..
Ancak kurban kesilen bir ev gördük sadece..
Günlerdir izlediğimiz Mısır halkının genellikle yoksul kesiminin yaşadığı yerlerden geçiyoruz;ondan dolayı diye yorumladık bu durumu..
Akşam üzeri aynı köyden dönerken de bir evin önünde büyükbaş hayvanı kurban olarak kesmiş bir aile gördük,onlar da henüz hayvanı yüzmeyi bitirmemişlerdi..
Gün boyunca kurban kesimi bu kadardı,yani gördüklerimiz..
Bayramlıklarını giymiş,bayram şekeri gibi süslenmiş çocuklar,
En güzel hallerinde genç kız ve delikanlı grupları,
Bayramlaşmaya giden aileler,
Kurban kesen,iki aile..
O da biri keçi,biri küçük bir dana..
Aklıma bizdeki bayramlar geldi ..
Otelde bayram kavurması da yoktu elbette..
Biraz buruk bir bayramdı kısacası..

Abydos Tapınağı..
Abydos,büyük kafa demekmiş..
Antik Mısır Tanrılarından birinin kutsal başının bulunduğu yer diyerek muazzam bir tapınak da buraya kondurmuşlar..
Biz gezginler de ziyaret ediyoruz elbette..
Bize biraz Anıtkabir'i çağrıştırdı..
Asıl hoşuma gideni,hemen bitişikteki kasaba halkının da çoluk çocuk bizimle birlikte tapınağı doldurmasıydı..
Onlar da böyle bir adet varmış..
Bayramlarda onlar da bu antik çağ yapılarını ziyaret ederlermiş..
Bilhassa çocuklar ve gençler koştura koştura geziyor,bizlerle birkaç kelime konuşmaya çalışıyor,fotoğraf çektirmek için sokuluyorlardı..
Bu arada bizim ekipten epeyce bayram harçlığı ve şeker aldıklarını da söylemek lazım..
Keşke daha çok bayram şekeri alsaydık yanımıza..


Tapınağın mühim bir hususiyetine de gelelim:
Gelen herkesin götürüldüğü bu şey,bir sütunun üzerindeki kabartma ..
Açıkça görülen şekiller,hiyeroglif harf değilmiş..
Bir helikopter,
bir denizaltı,
bir planör(veya jet uçağı)
ve bir uçandaire..




Artık bunların anlamını nasıl yormalı bilmem,beş bin yıllıkbir eserden söz ediliyor sonuçta..


Tapınakta  ve aslında gittiğimiz bütün tapınaklarda bütün duvarlar.sütunlar ve tavanlar resim ve hiyeroglif yazılarla doldurulmuş durumda..
Bir süre sonra hepsi birbirine benziyor yanılgısına düşüyor insan..
Hele de bizim gibi ilk kez gelenler..
Birkaç kez gelsek belki ayrıntılarına daha dikkat ederiz ama ömrümüzde bir kere gördüklerimizin ilk izlenimi de böyle oluyor..



Uyarı:Yanınıza çocuklara dağıtmak için bol bol, şeker gibi onları sevindirecek şeyler alın,derim..
Uyarı:Şiddetli sıcaklar nedeniyle bir süre sonra bu tapınak gezileri rüyada gezmeye benziyor,hatırlamakta zorluk çekiyorsunuz,o nedenle bol bol fotoğraf çekin;ama fotoğraf çekeceğim derken de çevreyi görmekten geri kalmayın..
Uyarı:Satıcılar burada da vardı elbette;ama sıcaktan onları dinleyecek halimiz kalmadığı için arabamıza koşturup içerdeki klima soğukluğuna attık kendimizi ve su şişelerine sarıldık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder