25 Mart 2019 Pazartesi

Mehmet Akif

Ankara Devlet Tiyatrosunun yeni oyunlarından..
Benim de ekimde başlayan tiyatro sezonunda izlediğim 20. oyun..
Hayal kırıklığı yaratan, dememe gerek yok..
Yönetmen Cahit Çağıran'ın bundan önce sahneye koyduğu "Korkma" adlı oyundaki performansını görmüştüm..
Bu sefer de bir farklılık olmayacağını tahmin ediyordum..
Öyle de oldu..
Emek,zaman,enerji kaybı..
Fotoğraflardan da belli oluyor gerçi oyunun cansızlığı..
Devlet Tiyatrolarında değil de bir ortaokulda veya lisede oynanıyormuş,müsamere imiş havası..
Hele cephe sahneleri ancak lise müsamereleri seviyesindeydi..
(Benzerini hafta başındaki Çanakkale Zaferi resmi töreninde izlemiştik,ilçemizdeki programda..)
"Kıştan sonra bahar gelir"göndermesi..
İstiklal Marşı'nın her kıtasının farklı bir Anadolu kentinin görüntüsü eşliğinde okunması..
Bu illerden birinin mutlaka Rize olması..
Barış temasını vurgulamak için çocuğunu savaşa gönderen annelerin konuşturulması..
Hem de nedense Alman annenin önce Almanca konuşturulup sonra Türkçeyle devam ettirilmesi..
Diğer ülke annelerinin sadeceTürkçe konuşturulması..
Sahneye İtalya,Almanya,Türkiye bayraklarının çıkarılmasının ardından kırmızı ve beyaz bayraklar dolaştırılması..
Sinevizyondan bol bol cephe görüntülerinin verilmesi..
Akif'in ünlü Çanakkale Savaşı'nın dehşetini,Mehmetçiğimizin kahramanlığını anlattığı ünlü şiiri..
Okunmazsa olmazdı elbette..
Tabiî ki Atatürk'e yer verilmesi..
Ama sadece fotoğraflarla..
Yani herkese,her beklentiye göz kırpılarak bir oyun kotarılmış..
Ama Akif biraz karikatür düzeyinde kalmış..
Hele  Akif'in meclis kürsüsünde bol bol konuşuyormuş gibi anlatılması..
(Bizim bildiğimiz kadarıyla Akif,meclis kürsüsünde neredeyse hiç konuşmamıştır..)

Neyzen Tevfik ile olan dostluğuna geniş yer verilmiş..
Ancak konuyu bilmeyenler için yeterince açıklayıcı olmamış..
Sadece bir ayyaş ile olan dostluğu gibi görünüyor..
Neyzen'in ney üflemedeki yeteneği ile memleket çapındaki şöhreti es geçilmiş..
Ama Mehmet Akif rolünü icra eden oyuncunun ney üfleyebilmesi güzel bir sürprizdi..
Asıl sürpriz ise Neyzen Tevfik rolünde sahneye çıkan yönetmen Cahit Çağıran'ın ney üfleyememesiydi !..
Fotoğraflarda bu rolü başka bir oyuncunun canlandırdığı görülüyor..
Bizim izlediğimiz gün iş başa düştü anlaşılan !..
Bunu da artık demode bir tarzda yapınca[ (Seyircilere,güya sarhoş taklidi yaparak,birkaç kere)"-Akif'i arıyorum,hanımefendi,gördünüz mü?"] iş iyice orta oyununa döndü..
Tabiî komedi olmadığı için gülünmedi..

Dikkatimi çeken  bir cümle de şu oldu..
Akif bir yerde şu repliği söyledi:"Benim sevdiğim üç Tevfik vardır..Neyzen Tevfik,Tevfik Fikret..."
Üçüncüyü hatırlayamadım maalesef..
Akif'in Tevfik Fikret ile şiir üzerinden tartışmalarını bildiğimiz için,böyle sitayişle söz etmesi enteresandı doğrusu..
Gerçekten Akif'in sözü mü yoksa yazarın sözü mü, bilmiyorum..

İki perdelik,her perdesi birer saat olan uzunca oyun,birkaç kıdemli oyuncunun hatırına izlenebilir..
Bir de sesi güzel okuyucu kızların..
Ve de bütün içtenliğiyle salonu tıklım tıklım  dolduran seyircinin ilgisini izlemek için..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder