8 Haziran 2021 Salı

Kitap Oburunun Masasından-10

Pek oburluk bir durum değil ama neyse.. Sadece üç kitap bitirebildim geçen hafta.. Biri Napoli Romanlarının ilki olan Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım idi..
Aslında okumuştum ama bütün seriyi bitirdikten sonra bir kere daha okumak istedim.. Başka da okumam artık.. İkinci ve üçüncü kitaplar Kemal Tahir'den.. Önce Yol Ayrımı'nı okudum.. Sonra da Damağası'nı..
Yol Ayrımı,1930'da Atatürk'ün tek parti olan CHP'yi ve elbette hükümetin uygulamalarını kontrol ve tenkit edebilecek bir mekanizma olarak düşünüp uygulamaya geçirdiği iki partili seçim sürecini anlatıyor.. Daha önceki iki kitabın devamı olarak görülen Yol Ayrımı'nda yine önceki kitaplardaki kahramanlara yer verilmiş.. (Önceki iki kitap Esir Şehrin İnsanlar ve Esir Şehrin Mahpusu) Dolayısıyla kahramanların hayatlarının devamını merak edenler için de,yani benim gibiler,sayfaların merakla çevrildiği bir okuma oldu.. Enteresan bilgilere rastladım yine.. Mesela dönemin siyasi figürlerinden biri olan Ahmet Ağaoğlu'nun bir gözü takma imiş !.. Süleyman Nazif'in onun için söylediği bir cümleden öğrendik:"Bakışlarında biraz şefkat sezinlemiştim;demek o da cam gözdeymiş !"..(sayfa 52) İstiklal Mahkemelerinde 13.500 kişi asılmış !..(sayfa 101) Çelebi Mehmet'in gövdesinde kırka yakın kılıç yarası varmış !..(sayfa 125) Yaşadığımız şehre bağlı köylerden biri olan İğciler'in eski adı "İnceciler" imiş !.. (Birkaç köyün adı da başka eski kaynaklarda bugünkünden farklı veriliyordu.Örneğin Uzunbeyli'nin eski yazılışı "Üzümbeyli",Çekirdeksiz'in eski yazılışı da "Çekirdekler" şeklindeydi..) 163,164,165.sayfalarda Eskişehir-Kütahya Savaşı,166,167,168. sayfalarda da Sakarya Savaşı anlatılıyor.. Kuvayı Milliyeciler için ilginç bir tanımlama da kitabın yine ilginç figürlerinden Doktor münir Bey'e söyletilmiş.. "Aslında bu bizim Kuvayı Milliyeciler başka bir insan soyu..Bunlar iyi yetiştirilmiş savaş atlarına benzer..Savaşsız yapamazlar..Savaş atları nasıl saldırı borusunu duyunca kafayı dikerse bunlar da öyle..Yirmi dört satte bir kere vatanı kurtaramazlarsa sapıtırlar !".. (sayfa 216-7) Atatürk,yıllar sonra,Milli Mücadele'de kendisine zorluk çıkaranları neden bağışladığı sorulunca,"Hak veriyorum onlara,ben Erzurum'dan İzmir'e bir elimde tabanca,bir elimde idam direklerimle geldim !"..cevabını vermiş..(sayfa 256) I.İnönü'ye katılan bir askerin ailesine yazdığı mektuptan iki dize: "Vuruştuk mermisiz,kasaturasız/ Ne aman diledik,ne aman verdik" (sayfa 253) Son savaşa katılan bir askerin mektubundan da yine iki dize: "Açtık,yürüdük göğsümüzü İzmir'e doğru/ Azrail'i kattık Yunan'a,ezdik,öç aldık.." Sayfalar bitsin istemedim,yine de bitti 443 sayfa..
Damağası,Çorum Cezaevi,mahkumları,cazaevi yöneticileri,gardiyanları üzerine kaleme alınmış bir dizi notlardan bazıları birbirini takip eden/tekrar eden hikayelerden oluşuyor.. Kemal Tahir'in Malatya Cezaevi'nden sonra gönderildiği bu cezaevinde tanıdığı kişilerin portrelerini okudum.. Kimi zaman gülümseten ama daha çok insanın içini burkan 356 sayfalık bir kitap.. Çorumluluk üzerine bir dörtlük örneği var: "Çorumlu haindir geçin solundan/ Sohbet alın aptal ata dilinden/ Hatip boğazından Göre belinden/ Dönmez bir diyara geçin yolcular " Bir de deyim: "Eşeğe Çorumlu olacaksın demişler de,bir hafta saman yememiş !.." Daha ne desin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder