8 Aralık 2021 Çarşamba

Bir Serencam

Yakup Kadri'den son olarak okuduğum, hikayelerinin toplandığı BİR SERENCAM oldu.. Gençlik dönemi hikayelerinin 12'sini bu başlıkta toplamış.. Kitaba adını veren bir hikaye de var.. Hepsi çok içli,dönemin özenli,biraz ağdalı diliyle kaleme alınmış,fazla dramatik hikayelerde o yıllardaki Yakup Kadri'yi gördüm sanki.. Sonraları Anadolu'yu tanıdıkça bu anlatımdan epey,ve iyi ki, uzaklaşmış olduğunu görmek açısından iyi bir örnek oldu.. Benim dikkatimi çeken bir nokta da,Balkan Savaşı'nda ordumuz bozulup geriye, topraklarımıza döndüğünde yollardaki sefillikten aç,hasta,yorgun,güçsüz kalan askerimizin İstanbul'a gelebildiğinde karşılaştığı muamele.. Kimsenin ilgi göstermediği;sokaklarda,soğuğun,çamurun ortasında sahipsiz kalıp ekmek dilenen,üzerindeki giysilerin yırtıklarından sefaleti daha da içler acısı görünen Türk askerini daha sonra Ayasofya Camisine topluyorlar.. Ancak orada da bin kadar askere ekmek verme işi,belediye ile askeriyeden hangisinin görevidir diye yetkililerin bitmez tükenmez tartışmaları sürerken askerlerin iniltileri ,yazarın anlatımıyla,"boğuk ve derin bir gürültü" halini alır.. Hikaye kahramanıönünde durduğu tütüncü dükkanının sahibine sorar. Şu cevabı alır: "Cami avlusundaki askerlerin sesi.Dün akşam gelmişler.Bin kadar var.Kimi hastalıktan,kimi açlıktan bağırıyor.Bazıları ölüyormuş.Hangi orduya,hangi alaya mensup oldukları bilinmediği için,iş anlaşılıncaya kadar orada muhafazalarına karar verilmiş."
Balkan bozgunu sonrası sahipsiz,hasta,aç kalan askerimizin hazin durumunu başka kitaplarda da okumuştum.. Ancak burada daha acı,daha yürek burkan bir anlatımla dile getirilmiş.. Yazarın bundan önce okuduğum Sodom ve Gomore'sinde,İstanbul'u işgal eden Fransız ordusunun,Çanakkale'de yaralanmış Fransız askerleri için yardım kampanyası başlattıkları yazılıydı.. Yine okuduğum bir başka kaynakta,ülkelerindeki devrimden kaçan Rusların adeta istila ettikleri İstanbul'da,Rus göçmenler için yardım kampanyaları düzenlendiği,İstanbul'daki Türk vatandaşlarının da bu kampanyalara destek oldukları anlatılıyordu.. Aynı İstanbul halkının kendi ordumuzun perişan vaziyetteki askerine karşı bunca ilgisizliği,kayıtsızlığı;askerlerimizinse yorgun,bitkin,hasta,aç ve ilgisizlikten sefil ve perişan olmasını ise nasıl yorumlamak lazım,bilemedim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder