7 Temmuz 2014 Pazartesi

Nihayet Kavuştuk Oğlum

İki gün önce mezarlıkta gülleri sularken bir ses duydum,Yere atılan bir taş sesi..Kuş cıvıltılarından başka ses olmadığı için merak ettim.Biraz sonra sırası gelen gülü sularken de anladım sesin nereden geldiğini..
Mezarcı İbrahim,eski bir mezarın içine girmiş,toprağı kazıyor;epey de kazmış olmalı ki,sadece omuzlarından üstü görünüyor.
Selamlaştık.Niçin bu eski mezarı kazdığını sordum,aslında tahmin ederek...
Kazdığı mezarın sahibinin annesinin vefat ettiğini,buraya gömülmesinin istendiğini,o nedenle cenaze gelmeden her şeyi hazırlamak için çalıştığını..anlattı.
Mezar taşına baktım,adı Ayhan Savin.40 yıl önce,25 yaşında vefat etmiş.
Anneciği uzun bir evlat acısı çetmiş olmalı..Bugün acısı ve hasreti bitecek.Oğulcuğuyla koyun koyuna yatacaklar sonunda ve sonsuza kadar...
Mezarı kazmaya devam eden İbrahim'e oğulun cenazesinin yerini bulup bulmadığını sordum."Zaten görünmeye başladı"dedi.Küreğin ucuyla toprağın içinden çıkan bir kafatasının alın bölümünü göstererek..Genç birine ait olan dişler de görünüyordu.İbrahim de bu durumda tam iskeletin üstünde duruyor olmalı,diye düşünerek çekildim.
Mezarlıkta günlük çalışmamı bitirip dönerken aynı çukura tekrar baktım.İbrahim,"sapıtma"dedikleri cenazenin yatırılacağı girintiyi de kazmış,yanına dayayacağı tahtaları hazırlamış,ortalığı düzenlemiş,cenaze için hazırlığını tamamlamış...
Dün sabah mezarlığa gittiğimde yine gülleri sulayarak o mezara vardım.Baktım,o çukur doldurulmuş,üzeri güzelce düzeltilmiş,sulanmış,anneciği oğluyla koyun koyuna ilk gecesini geçirmiş...Huzur içinde olsunlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder