6 Ocak 2015 Salı

Mutluluğun Resmini Yapabilir Misin?-3

Öğrencilerle birlikte yeni yıl eğlencesi yapmak için gittiğimiz üçüncü yer Huzurevi oldu.
4 Ocak 2015'te, yeni yılın ilk pazar günü oradaydık.
Üstelik bu kez bizimle gelenler arasında Cemil Meriç Engelsiz Yaşam Merkezi'ne üye olan engelliler ve aileleri de vardı.
Gün erken başladı.Sabah saat onda, Cemil Meriç Engelsiz Yaşam Merkezi'nde, engelli anneleri ve elbette çocukları kahvaltıda buluşacaklardı.Onları öğleden sonraki eğlenceye davet etmek için gittim.Elli kişi toplanmış,anneler de neşeyle kahvaltı hazırlıyordu.Hazırlanan sofraya da neşe ile oturdular;şaka,gülüş,eğlence ile kahvaltılarını bitirdiler.Benim davet haberimi çoktan almış ve kabul etmişler;ben sadece davetimi tekrarlamış oldum.Öğleye doğru oradan ayrıldım.Huzurevine geçtim.
Huzurevi her günkü rutinindeydi.Yaşlılar sıradan bir günü daha bitirme duygusu ile odalarındaydılar.
Görevli hemşire Songül Hanım'a geldiğimi bildirdim.Öğrencilerimin gelişine dek Niyazi Bey,Tayfur Amca ve Sabiha Hanım'ı ziyaret ettim.
Niyazi Bey'i oldukça iyi buldum.Geçen seferki perişan hali gitmiş,oldukça sakinleşmiş,kendine gelmiş.Biraz söyleştik.Zihin dalgınlığı da gitmiş.Birbirini tutmaz sözler etmiyordu artık.Hatta neşeliydi diyebilirim.Onu böyle gördüğüme çok sevindim.Uyumak istediğini söyledi.Tayfur Amca'nın odasına geçtim.Kendi odasında değilmiş.Ali Dede'nin odasında odasındaymış.İleri yaştaki Ali Dede,yaşlılığa bağlı sebeplerle yatağından çıkamaz olunca,onun yatağının yanında oturmuş sohbet ediyorlardı.Selam verip ben de sohbete katıldım.Bir yandan da haberi verdim.
Tayfur Amca'nın severek görüştüğü,kendisi gibi, huzurevi sakini olan Cemil Amca için geçen hafta başında kaymakamlıkta,Sosyal Yardımlaşma Fonu masasındaki görevlilere,onların bir sorusunu yöneltmiştim.Çobanlık yaparak geçinen Cemil Amca yaşlanınca, geçen yıllar içinde sigorta yaptırmadığı için müşkül duruma düşmüş.Hanımı ölmüş,çocuklar da ,görünen o ki bakmıyor veya bakamıyor,kimsesizler için tanınan kontenjanla Huzurevine yerleştirilmiş.Ancak her şey bununla bitmiyor elbette.Hiç cep harçlığı olmadığı için parasız.Acaba yaşlılık aylığı alabilir miyim,diye sormuştu.Ben de aynı soruyu ilgilililere sordum.Ne yazık ki ,son çıkan yasa nedeniyle, huzurevlerinde kalanlara yaşlılık aylığı bağlanmıyormuş.Al bir saçmalık daha!Ama yapacak bir şey de yok.Vereceğim haber bu idi.Ne yazık ki iyi bir haber de değildi.Hep birlikte üzüldük.

















Sabiha Hanım'a ziyaretim kısa sürdü.Vakit yaklaşıyordu.Salona geçtim.
Belirttiğimiz gibi saat üçte öğrencilerim geldi.Aynı anda engelliler ve aileleri de geldi.Hem de ne gelmek!İki minibüs dolusu ve ellerinde bağlamalar,darbukalarla...Çok sevindim.
Ondan sonraki iki saati fotoğraflara bakarak anlatmak gerekirse,eğlendiler,eğlendiler,eğlendiler...
Oynayabilen herkes iki saat  boyunca oturmadı.Bağlamalar susmadı.Türküler bitmedi.Düğün evi gibiydik.Yüzlerdeki ifade yine aynıydı.Kısa bir an için de olsa her şeyi unutup eğlenen insanların yüzüne yansıyan neşe...
Onları izlerken aynı duygu beni yine sardı.Şimdi zaman donsun,şu ifadeler yüzlerden hiç silinmesin.
Rahmetli Can Yücel ne güzel demişsin:"Ömür dediğin üç gündür/Dün geldi,geçti./Yarın bir bilinmez/O halde hayat bir gündür/O da bugündür!"
Mutluluğun resmi pazar günü Huzurevinde eğlenenlerin yüzlerinde çiziliydi, Şair Baba!Onların eğlendiğini gören benim de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder