10 Ocak 2015 Cumartesi günü Küçük Tiyatro'da izledik.
Erzurum Devlet Tiyatrosu'nun oyunu..
Bir haftalığına Ankara'ya konuk gelmişlerdi.Biz de izleyebilen şanslı seyircilerdendik.
Erzurumlular ise asıl şanslı olanlar,diye düşünüyorum.İyi bir oyunu,iyi oyuncularla kendi şehirlerinde izleme fırsatları var.Kaçırmasınlar,diyorum;hele de hala izleyemeyenler..Tekrar izlenebilir mi?Bence evet !
Lyle Kessler'in yazdığı oyunu Ali Halim Neyzi çevirmiş.Kuvvet Yurdakul yönetmiş.Üç kişilik bir oyuncu kadrosu var ve oyuncular aynı zamanda oyunda asistanlık da üstlenmişler;faydası olmuş olmalı ki güzel paslaşıyorlardı.
Emrah Keskin(Sesini Haluk Bilginer'in sesine benzettim hep,onun ses dublörü olabilir diyesim geldi..)Levent Aras ve Sezai Yılmaz'ın rol aldıkları oyunda,filmlerde gördüğümüz mutlu,renkli,uygar,iyi ailelerden oluşan Amerikan toplumunun kenarında yaşayan ve filmlerde pek görmediğimiz;görmek de istemediğimiz yoksul,geri zekalı,başkalarını soyarak hayatta tutunmaya çalışanların öyküsü anlatılıyor.
Bir delikanlı geri zekalı ağabeyi ile yaşamakta,geçinebilmek için hırsızlık yapmaktadır.Babaları terk etmiş,anneleri ölmüştür.Bir gün yaşamlarına Harold girer.Tıpkı onlar gibi kimsesiz büyüyen Harold iki kardeşi korumasına alır;ancak kendi karanlık geçmişi peşini bırakmayacak,iki kardeş yine kimsesizlikleri içinde birbirlerine sığınacaktır.
Oyun metni de oyuncular da çok iyiydi.İki saat boyunca bütün salon ilgiyle izledik.Hatta yanımda özel bir izleyici de vardı:İşitme engelli olan Fatih..Cihaz sayesinde işitebilen Fatih'ten daha sonra söz edeceğim.Oyunu izlerken bir yandan da Fatih'in nasıl bulduğunu merak ediyordum.İlçemizdeki Cemil Meriç Engelsiz Yaşam Merkezi'nde kendisi gibi engelli olanlarla uzun zamandır birlikte vakit geçiren biri olarak oyundaki bedensel ve zihinsel engelli Philippe inandırıcı mıydı onun için? Bana zaman zaman yapay geldiğini söylemeliyim.
Oyun bitti,oyuncuları hak ettikleri alkışlarla kulise gönderdik.Kulis kapısında bekledik,Fatih ilk kez bir tiyatro salonunda oyun izliyordu.Oyuncularla da tanışmalı diye düşündüm.Ancak biz arka kapıya gidene dek oyuncular da çıkmıştı.Tekrar salona dönelim,oyun izlenimlerini yazmamız için açılar deftere birkaç kelimeyle beğenilerimizi yazarız,diye düşündük.
Salon kapısında Harold'u oynayan Emrah Keskin ile neredeyse çarpışıyorduk.Tesadüfe çok sevindim.Fatih'i tanıttım.İşitme engelli olduğunu,engelliler merkezinde üye olduğunu,ilk kez bir oyun izlediğini anlattım.Birkaç dakika söyleşme fırsatı bulduk.Bu arada yanımızda bulunan birkaç seyirci Çocuk Esirgeme'de çalıştıklarını,oradaki çocukların durumunun gerçekten de "Çıkmaz Sokak Çocukları"diye tanımlanabileceğini anlattılar.
Lapa lapa kar yağarken tiyatro binası önünde bir oyuncu ile seyircilerin ayaküstü söyleşesi giderek dramatik bir hal alacak gibiydi.Ancak henüz teri kurumayan oyuncuyu da daha fazla alıkoyamazdık.Vedalaştık
Fatih'e oyundaki Philippe'i nasıl bulduğunu sordum.Beğenmiş,inandırıcı bulmuş.Öyle diyorsa inanmak gerekir.Sezai Yılmaz'ın oyun için epeyce gözlem yaptığı oyun boyunca dikkatimi çekmişti;ancak yine de yapay geldiğini yineleyeceğim.
Netice olarak iyi bir oyun izlemenin keyfiyle evlerimize döndük.
Erzurumlular mutlaka izleyiniz Çıkmaz Sokak Çocukları'nı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder