Okullar tatil..
Karnelerini verip evlerine gönderdik öğrencilerimizi..
Yaz boyunca ailelerine emanetler,eylülde tekrar görüşeceğiz kısmetse..
Bir kısım öğrenci ile ise okulda değil hayat yolunda görüşmeye devam ederiz artık..
Mezun oldular,bir sonraki eğitim adresi için ter dökmeye devam ediyorlar..
Kazanırlarsa üniversiteli olacaklar..
Bizim son kuşlarımız..
Uçtular..
Babaları,Şehit Cüneyt Sertel'in mezarına uğramış,iki boynu bükük kuş..
Karnelerini göstermeye..
Her yıl kucağına tırmanıp cıvıldadıkları babaları,bu yıl toprağın altında..
Karneyi aldıkları gibi,mezarına koşmuşlar,ziyaret defterine karne durumlarını yazmış,babalarına seslenmişler..
Okudukça insanı yakan cümlelerle..
En çok da sayfa başına koydukları tarihle..
17 Şubat 2016..
Babalarının toprağa girdiği gün..
Oysa karne günü 17 Haziran'dı..
Demek ki onlar için her gün artık 17 Şubat..
En sıcak günde bile içlerini ürperten bir tarih..
Seneca'nın o sözü en çok da böyle zamanlarda akla geliyor şimdi:
"Küçük acılar konuşabilir,ama büyük acılar dilsizdir"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder