14 Şubat 2018 Çarşamba

4.Murat


Bu sezon Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin büyük bütçeli operası,4.Murat..
Pazartesi akşamı da sezonun son temsiliydi..
Gidip izledim..
Epeyce uzun tutulmuş..
Üç perde..
Toplamda üç saat..
Sıkılanlar,birinci ve ikinci perdeden sonra gidenler oldu..
Biz kaldık..
Beğendim..
Özellikle dekor için yapılan çalışmalar göz alıcıydı..
Aryaları dinlerken dekorlara,kostümlere göz gezdirdik..
Hele,4.Murat'ın gürzle idman yaptığı sahnede yukarıdan sarkıtılan gürz dekorları pek etkileyiciydi..
Özgür Usta'nın eline sağlık..
Kostümler de öyle..
Gazal Erten'in ellerine sağlık..
Işıkları da unutmayalım..
Bülent Arslan'ın ellerine sağlık..
Tabii asıl alkış yöneten Haldun Özörten'in olmalı..
Bir de besteci Okan Demiriş ve librettoyu yazın Turan Oflazoğlu'nun..
Orkestrayı yöneten Sunay Muratov'un..
Bütün orkestra elemanlarını..
Bütün opera sanatçılarının..
Hepsine alkış..
O akşam sahnede 33 kişi,orkustra çukurunda de bir o kadar sanatçı..
Bunlar kadar da sahne gerisinde görevli olanlarla birlikte toplamda yüz kişi..
Biz seyircilerin güzel bir eser izlememiz için seferberdi..
Hepsine yürek dolusu teşekkür ederim..

Eserden izlenimlerim şöyle:
*Operada sözler Türkçe olunca nedense yadırgıyorum..
Bilmediğim bir dilde sözlere takılmayınca daha bir şarkı gibi geliyor..
Belki Türkçe aryalardaki zorlamalardan dolayı böyle hissediyorum bilmiyorum;ama Türkçe opera zor..
*4.Murat rolünde Tuncay Doğu'yu başlangıçta biraz hımbıl bulmuştum..
Ancak 2.perdeden sonra hayranlıkla dinledim..
Topal Recep Paşa rolündeki Tuncer Tercan'a ise başından sonuna kadar hayran oldum(k)..
Silahtar rolündeki Ali Can Akyıldız'a da..
Bekri Mustafa rolündeki Mithat Karakelle'ye de..
İstanlulular rollerinde Erdal Şen,Cem Akyüz,Oğulcan Yılmaz,Emre Uluocak'a da..
Çığırtkan rolündeki İbrahim Halil Turgut'a da..
Son olarak da Cellat Karaali rolündeki Barsgan Bayram,rolüne ne kadar uymuştu..
*Yeniçeriler rolünde,benim saydığım32 kişilik,kalabalık bir sanatçı grubu Itri'nin Salat-ı Ümmiye'sini ne güzel seslendirdiler..
Doğrusu  Kur'an ve mevlüt okuyanların biraz şan eğitimi almaları konusundaki fikrim pekişti..
Çok etkileyiciydi..
*Kösem Sultan rolündeki Reyhan Görbil pek çok aryası olan tek kadın operacı
olarak elinden geleni yaptı;ancak daha önce dediğim gibi eser kendi dilimizde olunca sözleri şarkıyla bağdaştıramadım,zorlama geldi..
Ancak Reyhan Hanım'ın bunda bir kusuru yok elbette..
Kusur benim eğitimsiz kulağımda..
Hele kendisi ve cariyeleriyle birlikte harem dekorunda pek gözalıcı duruyorlardı..
*Eserde küçük bir rolü olan çok sevimli bir çocuk oyuncu da vardı,program kağıdında adına yer verilmeyen,ama selama çıktığında hepimizin alkışladığı..
*Son bir takıldığım şey de 4,Murat'ın odasında gördüğümüz koltuk ve masa oldu..
O dönemde bizde öyle koltuk ve masa olmadığını düşünüyorum..
Neticede çok iyi bir eser izledim..
Emeği geçenlerin ellerine sağlık..

Sonra dönüş çilesi vardı elbette..
Hemen Ulus Metrosu'na indim..
Neyse ki şanslıydım,hiç beklemedim..
Kızılay'da da öyle..
Hemen kalkan Ankaray'la Aşti'ye doğru yollandık..
Karşımda oturan iki gençle söyleşerek otobüs terminaline dek geldik..
Biri Somalili imiş..
Balıkesir'de Uluslarası İlişkiler bölümünde okuyormuşş..
Ev tutmuş,şehir içinde kalıyormuş..
Dilimizi çok iyi konuşuyordu..
Tömer sayesinde tabii..
Bir yıl Türkçe dersi almış..
"Aksi halde yaşamak çok zor!"dedi..
Diğer genç de coğrafya öğretmenliğinden mezun olmuş,dört yıl önce..
Ancak ataması yapılamayınca,ücretli öğretmenlikten de umudunu kesince,Özel Eğitim bölümünde ikinci eğitime başlamış,bu nedenle buradaymış..
Aslında Adanalı'ymış..
Orada tanık olduğu haksızlıkları anlatırken gözlerine yerleşen ümitsizliği görünce içim sızladı..
Ne kadar umutsuzlar gençlerimiz..
Yapabildiğim kadar umutlu konuşmaya çalışıyorum onların karşısında..
Terminalde de şansım sürdü..
Hemen kalkan bir İzmir arabası hiç nazlanmadan beni aıp hareket etti..
Yanında oturduğum hanımla söyleşerek ineceğim noktaya kadar geldik bu kez de..
Yol çabucak bitiverdi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder