Bu hafta iki taziye ziyaretine gittim..
İlki bir anneye idi..
Kızını kalp krizinden kaybetmişti..
Yeni evli ve yeni anne olan kızı,18 aylık bebeğini geride bırakarak sonsuzluğa göçüvermişti..
Uykusunda..
Doktorlar gizli kalp demişler..
Anneyi kimse teselli edemiyor elbette..
Bu nedenle biraz bekleyerek gittim..
Konuşmaya,içinde biriktirdiklerini anlatma ihtiyacı duyduğu zamana kadar..
Bir buçuk saat boyunca anlattı..
Şahit olduğu küçük mucizeyi de..
Kızın toprağa verdikten az sonra mezarın ayak ucuna oturduğunda, birden ortaya çıkan bir kedinin kucağına oturuverdiğini..
Çevresindekilerin uzaklaştırmaya çalıştıkları halde,kedinin gitmemek için eteğine adeta yapıştığını..
Kendisinin okşaması üzerine şakinleştiğini..
Bir süre sonra da kendiliğinden gittiğini..
Eşini kaybeden bir hanım da başka bir hadiseyi anlatmıştı..
Eve giren bir kuşun evin içinde dilediğince uçtuktan sonra çıkıp gidiverdiğini..
Benzer bir hadiseye ben de şahit olmuştum..
Yine başrolünde bir kedinin olduğu..
Dolayısıyla bu türlü küçük mucizeler o sırada tam da ihtiyacımız olan şey..
İkinci taziye ziyaretim de apartman komşuma oldu..
Komşum olan hanım iki ay kadar önce kalp krizi sonucu komaya girmiş,yoğun bakıma alınmıştı..
Ne yazık ki son geçirdiği kalp krizini atlatamamış..
Dolayısıyla apartmanımızdan bir cenaze çıkmış oldu..
Oğluyla yalnız yaşıyordu..
Yirmilerinde olan delikanlı yapayalnız ve çaresiz kalıverdi..
Nasıl teselli edeceğimizi bilemeyen biz komşular da öyle..
Sonsuzluğa uğurladığımız sevdiklerimizin ardından bir küçük mucize görmek..
İnsan nasıl da bekliyor böyle bir şeyi..
Aslında sevdiklerimizle geçen her günün bir mucize olduğunu hatırlayarak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder