Hafta sonu Hakan'ın ölümünün birinci senesi için okutulan mevliddeydim..
Bir sene önce kanserden kurtulamayarak vefat etmişti..
Yirmi bir sene önce mezun olan öğrencilerimden biriydi..
Gelenler,eşi Funda'nın annesinin komşuları,akrabaları ve gün arkadaşlarından oluşan çoğunlukla yaşlı başlı hanımlardı..
Mevlid bitip,ikramlar başlayınca çeneler de açıldı elbette..
Hem yiyip içer hem söyleşirken, bir hanımın sözüne takıldım..
Çocuklarını büyütüp evlendirdiklerini,torunlar doğunca onları da büyüttüklerini,şimdi onlara ihtiyaç kalmayınca evlerine dönüp,birbirlerine yaslanarak yaşadıklarını anlatıyordu..
Yaşları birbirine yakın olanlar,gün bahanesiyle görüşüp,kalan ömürlerini birbirlerine yakın durarak tüketiyorlar,aralarına yeni katılan olunca onu da hemen içlerine katarak hayatı sürüklüyorlar demek ki..
Gün adını verdikleri toplantılarında da Kuran okuyor,hatta her toplantıda önceden okudukları sayfalarla bir hatim de tamamlıyorlarmış..
Ahret hazırlıklarını da kendileri tamamlıyor kısacası..
Söyleşmelerini gülümseyerek dinlerken içim sızladı..
Dünyaya geliş sebebini anlayan,bunu yakınmadan yerine getiren.ömrünün kalanını da patırtısızca tamamlama yolundaki sıradan insan hallerindeydiler..
Ve de çok sevimli..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder