Hafta sonu izledim..
Bu sezonun oyunlarından..
Sahne de yeni..
Ziraat Sahnesi..
Küçük,sevimli bir sahne..
Sadece yer altında oluşu biraz klostrofobiyi azdırıyor..
Mikadonun Çöpleri Melih Cevdet Anday'ın oyunlarından biri..
Yıllar önce Ölüler Konuşmak İster ile Kahvede Şenlik Var oyunlarını ben de öğrencilerimle birlikte sahneye koymuştum..
Mikadonun Çöpleri fazla soyut geldiği için cesaret edememiştim..
Bu kez Suat Özturna'nın yönetiminde sahneye konan oyunda ise aşırı bir durgunluk vardı..
Oyun metninin tamamını almamış sanırım..
Oyuncularda da aynı şekilde bir heyecansızlık vardı..
Görev duygusu içinde oynuyorlar,hissine kapıldım..
Hele kadın oyuncunun bebeğini tutuşu ilginçti..
Gerçek bebek taşıyor hissi vermek yerine oyuncak bebek tutuyor gibiydi..
Sonradan oyun metnine baktığımda bazı vurucu repliklerin atıldığını gördüm
Belki de yönetmen, sadelik vurgusu yapmak isterken ne derece durgun olabileceğini hesaplayamadı,diye düşünüyorum..
Neyse ki oyunu en önden izleyen teyzeler grubunun yüksek sesle yaptığı değerlendirmeler oyunun durağan atmosferini biraz kırdı..
Neticede yine tatmin olmamışlık duygusu ile salondan çıktık..
Daha güzeli, dışarıdaki cıvıl cıvıl Ankara baharı içerde uğradığımız burkuntuyu silip attı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder