Hafta içindeki Ankara ziyaretinin asıl nedeniydi..
Önce tiyatro izler,sonra baleye geçerim,diye düşünmüştüm..
Dolayısıyla Eyvah Nadir'i izleyip,Koray Karaca'nın çok hak ettiği alkışları kendisine sunduktan sonra çabucak Opera Sahnesi binasına yürüdüm..
Koca salon meraklı izleyicilerle dolmuştu bile..
Ben de yerimi buldum..
O ne güzel bir baleydi..
İki perdelik eserin her dakikasından keyif aldık..
Öyle ki selamlamaya çıkan sanatçıları bırakmak istemedik..
Dört kez bis yaptırdık..
Keyifle.coşkuyla hem alkışlıyor hem danslarını izliyorduk..
Kostümlerinin üzerinden belli olan tere ve yorgunluklarına rağmen,yüzlerinden gülümsemeyi eksik etmeden danslarını yeniden,yeniden sergilediler..
Öyle mest olmuşuz ki,yirmi dakika sadece böyle selam ve dansların tekrarıyla geçmiş..
Orkestranın da çok yorulduğunu tahmin ediyorum..
Ancak oyun bu sezon için son kez
sergileniyordu..
Bir dahaki sezonda da sergilenir mi bilmem..
dolayısıyla sanatçıların yorgunluklarını görsek de onları bırakmak istemedik uzun bir süre..
Zorba rolünde Burak KAYIHAN,çok iyiydi..
O kadar keyifle dans ediyordu ki..
Eren Keleş de Türk balesinin yüz aklarından biri olarak John rolünde sahnedeydi..
Konuk dansçılardan David KHOZASHVİLİ, Manoli rolünde çok etkileyiciydi..
Eşi Nazmiye KHOZASHVİLİ de Marina rolünde öyleydi..
İkisi de göz dolduran dansçılar doğrusu..
Selva ERDENER de güzel sesiyle sahnede yerini aldı..
Ve elbette sahne çukuruldaki koristler,bütün dansçılar,orkestra üyeleri..
Hepsini idare eden şef Bujor HOİNİC..
Gözümüze görünmeyen ama bu güzelliğin tadını çıkarmamızda emeği olar herkes..
Alkışı hak ediyor..
İyi ki gidip izlemişim..
Dönüş yolu şehirlerarası seyahat olarak hem külfetli hem yorucu ama değiyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder