2 Nisan 2019 Salı

Akümülatörlü Radyo

Hafta sonu izledim..
Konya Devlet Tiyatrosunda Bengisu Gürbüzer Doğru'nun pişirdiği oyunu Ankara turnesinde  izleme fırsatı da bize düştü..

Tarık Buğra'nın Yalnızlar adlı romanının tiyatro versiyonu..
Aslında,kendi ifadesiyle,tiyatro oyunu olarak yazmış..
Sahnelenmeyince,romana dönüştürmüş..
Böylece iki versiyonu da elimizde bulunan iki  eser kaleme alınmış..
Tarık Buğra'nın ellerine sağlık,ruhuna rahmet..

Konuya gelince; bilindik esasen..
Yazarın da sık sık işlediği gibi,küçük kasabalardan birinde geçiyor..
Bu kasabalar halkının küçük dünyalarında kopan fırtınalar..
Kendilerini boğan kıstırılmışlıktan çıkma çabaları..
Sonunda yenilip hayal kırıklıkları içinde köşeye çekilişleri..


Burada da Doktor Ziya ile evlenerek sınıf atlamaya çalışan;ama eski aşkı Murat'ı da unutamayan Hürrem'in yalnızlığı,mutsuzluğu anlatılıyor..
Daha doğrusu önce bunu görüyoruz..
Aslında Hürrem'in sevmeden evlendiği Doktor Ziya da mutsuzdur ve yalnızdır..
Murat da öyle..
Murat'la evlenmesi için büyütülen Şükriye de..
Şükriye'nin babası da..
Hepsinin de hayattan beklentileri vardır ve bu beklentilerin hiçbiri gerçekleşmeyince içine düştükleri yalnızlıkları..
Sonunda sessizce acı çekerek hayatı o küçük kasabada sürüklemeye razı oluşları..
Anlatılıyor bizim de yüreğimizi burkarak..

Konu güzel..
Ancak iki perdelik ve her perdesi birer saati bulan oyunun ilk perdesinde sahneleme çok cansız geldi..
Bu nedenle izlemekte zorlandım..

İkinci perde ise oyun açıldı..
Özellikle Doktor Rıza rolündeki Yaşar Özboz giderek  ışıldadı..
Final sahnesinde ise çok etkileyiciydi..
Rolüne çok yakışmış ve rolünü de iyice giyinmiş bir oyuncu görünce seyir keyfi nasıl da  artıyor..
Doğrusu ikinci perdedeki bir saat nasıl geçti anlamadık..

Diğer rollerdeki oyuncular da iyiydi..
Özellikle Hürrem ve Şükriye rollerinde Deniz Yuca ve Melisa Dülger..

Bir de
oyunun
müziği dikkat çekiciydi..
Oyundan aklımda kalan bir şey de o oldu..
Gürkan Çakıcı'nın ellerine sağlık..

Kostümler iyiydi..
Ceren Karahan iyi iş çıkarmış..
Selim Cinisli de dekorda kendinden isteneni yerine getirmiş..
Bir kasaba konağı,bahçesi,sokağı tasarlamış..
Ancak biraz kartpostal gibi olmuş..
Bir de "Ay doğuyor" repliği için sahneye konulan dolunay çok büyük geldi bana..
Aşırı vurgulanmıştı..
Yağmur sahnesinde yağışın gerçekleştirilmesi de iyi bir sürpriz etkisi yaratıyordur izlenilen Anadolu sahnelerinde..
Bizde de öyle oldu..
 Ancak ilk perdede sarkan oyun için bir çözüm bulunursa iyi bir oyun olduğu söylenebilir..
Özellikle Hürrem ve Doktor Rıza rollerindeki oyuncuları izlemek için gidilebilir..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder