16 Eylül 2025 Salı

"İspanya'daki Şatolarımız" 2

İlk Günün Özeti.. İstanbul'da gece yola çıkıp havaalanında hiç uyumadan sabahı edince,üstüne de gün boyunca Barselona'da gezme eklenince yorgunluktan bazı ayrıntıları zihnimiz silmiş.. Sagrada Familia ve Gaudi'nin Batilo ve Mila Evlerini hatırlayabiliyorum.. Bir de havadan görme imkanı olmadı ama son derece iyi bir şehir planına sahip olan Barselona'nın upuzun,ağaçlı,hepsi aynı yüksekliğe ama farklı stillere sahip olan bu nerdenle görsel şölene dönüşen, eski ama eskimemiş evlerinin sıralandığı bulvarlarını..
Fotoğraflara bakınca hatırladıklarım arasında sular idaresi binası var bir de.. Mermi benzeri bir bina tasarımı nedeniyle dikkat çekiyor,bir de üzerindeki 57 bin led ışıkla.. Diğerleri yorgunluk ve uykusuzluğa kurban gitmiş.. Bir de her yerde kaynaşan turist kalabalığını.. Rehberin anlattığına göre 47 milyon nüfusu olan İspanya'yı geçen yıl 85 milyon turist ziyaret etmiş.. İnanırız, çünkü İspanya'da yer gök turist.. Her milletten hem de.. En çok ziyaret edilen de Kutsal Aile Kilisesi yani Sagrada Familia..
Gaudi'nin başlattığı ama bitiremediği,daha da bitmeyen bu ünlü yapıyı belgesellerden çok izledik.. Görkemini yakından bakınca daha iyi anlıyor insan.. Bittiğinde 172 metre yüksekliğe ulaşacakmış.. Düz bir ovaya kurulmuş Barselona'nın en yüksek tepesiyle aynı yüksekliğe yani.. Doğaya ve dine çok düşkün olan,köyünün yakınlarındaki ormanda uzun yürüyüşler yapan Gaudi'nin doğadan aldığı ilhamlarla her noktasını donattığı,biz ziyaretçilerin de kah hayranlık kah şaşkınlıkla çevresini dolaştığımız çok ilginç bir yapı alanıydı Sagrada Familia.. Belki bittiğinde de gelip görmek nasip olur,içine girmek de.. İkinci Gün.. Bu sabah iyi uyumuş,dinlenmiş olarak gezmeye hazırız.. Sırada Park Guell,Dali Müzesi ve akşam Gotik Mahalle turu var.. Ancak Dali Müzesi'ni seçtiğimizde Park Guell'den vazgeçmemiz gerekiyormuş.. Ne yapalım,bağrımıza taş basarız.. Park Guell şehir içinde ama Dali Müzesi Figueres Kasabası'nda.. Kendi başımıza oraya gitmek zor olabilir.. Yani tekrar gelmek kısmet olursa.. Üstelik normalde pazartesileri kapalı olan Dali Müzesi yaz aylarındaki yoğunluk nedeniyle pazartesileri de açık tutuluyormuş.. Bugün pazartesi ve müze açık.. Bu dahinin çalışmalarını kendi gözlerimizle yakından görme fırsatını öne almak en doğrusu.. 138 kilometre gitmeye değer.. İki saat sonra oradayız..
Gittik,gördük ve hayran kaldık.. Kimseye boşu boşuna dahi denmiyor..
Figueres Kasabası'nda bulunan harap bir tiyatro binası Dali'ye teklif ediliyor.. Onun gözetiminde bir müze kurmak için çalışmalar başlıyor.. Sonuçta bu etkileyici yapı ortaya çıkıyor..
Kasaba da bir çekim merkezi özelliği kazanıyor .. Binlerce insan akın akın müzeyi görmeye geliyor.. Kasaba da kazanıyor elbette..
Çünkü sadece Dali'nin çalışmaları değil,yapının kendisi de tasarım örneği..
İki saat boyunca dört katlı müzenin her katını gezdik,her eserin önünde durduk..
Bu arada yatak odasında bulunan boyacı sandığı Türkiye'den gitme miydi?
Dönüşte de yol üstündeki Girona şehrine uğruyoruz..
Katalan bölgesinin 60 bin nüfuslu şirin şehri Girona da bir nehrin kıyısında,daha doğrusu Ojar Nehri şehrin ortasından geçiyor..
Burada çekilen bir diziden dolayı da şehrin cazibesi artmış .. Şehrin ortaçağı hatırlatan doğal dokusunu hiç bozmamışlar.. Bunu keşfeden filmciler de doğal plato olarak kullanınca turist uğrağı kente dönüşmüş..
Burada da yer gök turist..
Bizim ilgimizi ise nehir kıyısındaki birbirinden farklı ama bir arada çok uyumlu olan evler dizisi çekti.. Eski yapılar özenle korunmuş,bakımlı görünmeleri için elden gelen yapılmış..
Şehir meydanları Avrupa'nın her yerinde olduğu gibi burada da anıtsal binalarla bezeli.. Hayranlık ve kendimizi hatırladıkça hayıflanmayla gezdik.. Katedrallein önünde gezinen,dinlenen,fotoğraf çeken,çektiren insan kalabalığına güzel dakikalar yaşatan sokak şarkıcılarına,her neviden performans sanatçılarına ve sadece güzel dakikalar geçirmek üzerine olan bir hayata imrenerek..
Otele dönüş yolundayız.. Yorgunuz ama dünkü kadar değil.. Sadece sıcak biraz zorluyor.. Neyse ki her yerde suyu içilebilen çeşmeler var..
Yol boyunca yemyeşil bitki örtüsüne;dağbaşlarına kadar badem ya da zeytin ağacı,fidanı ile değerlendirilmiş topraklara bakarak ve yine hem imrenip hem hayıflanarak bugünü bitiriyoruz.. Yarın istikamet Valensiya..
Unutmadan.. İspanya'da şato var mı,diye bakınırken yol boyunda iki de şato gördük..
" Orda bir şato var uzakta"..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder