2 Aralık 2025 Salı
BENELÜKS ÜLKELERİ-10 PARİS-III
İki günlük Paris turumuzun sonuna yaklaşıyoruz..
İkindi vakti Seinne Nehri üzerinde tekne gezisine geldi sıra..
Hem turistik gezinin önemli bir parçası olduğu,Paris'i bir başka açıdan göreceğimiz için hem de ağustos sıcağında bir parça serinlemek fırsatı olacağı için hevesle beklediğimiz bir an bu..
Rehberimiz önümüze düştü..
Biletlerimizi elimize verdi..
Teknenin yanında bıraktı..
Kendisi gelmeyecekmiş..
Bizler de bir saat sürecek gezintinin keyfini çıkarmak için en uygun yeri seçme telaşıyla tekne içinde dağıldık..
Hakikaten keyifliydi..
Notre Dame'ın yanından geçtik..
Eyfel'in de..
Sonra Seinne üzerindeki birbirinden ilginç tasarımları olan köprülerin altından..
Kıyılara sıralanmış tarihî yapıların arasından..
Fotoğraf çekmekten çok gördüklerimizi zihnimize yerleştirmek daha uygun geldiği için pek fotoğraf yok ;ama aylar sonra bu satırları yazarken o teknede,suyun üzerinde süzülürkenki manzara gözlerimin önünden tekrar akıyor adeta..
Tabiî bu güzellikleri buruklaştıran manzaralar da yok değil..
Paris'in köprü altlarını mesken tutmuş evsizlerin halleri..
Neredeyse her köprü altı birkaç evsize mekan olmuş..
Kimi hamak kurmuş,kimi bir yatak atmış,sahip olduğu eşyalar da hemen dibinde..
Bazıları günlük nafakasını çıkarmak peşinde,yerleri boş;kiminde de bir evsiz yatağına kurulmuş,bizi seyrediyordu..
Sabahki Paris turunda,rehberimiz, her turun olmazsa olmazı önceden ayarlanmış bir yere, parfüm alışverişine götürdüğünde,ana yolun hemen yanında,bir evsizin kocaman kırmızı bir kamp çadırını yaya yolunun ortasında görmemiş miydik?..
Neyse,bu keyifli gezi de bitiverdi..
Rehberimiz bizi aldı,buluşma yerini gösterdi,akşamki "ışıklar içindeki Eyfel" seyri vaktine kadar serbest bıraktı..
Herkes çil yavrusu gibi dağıldı..
Biz de tekrar Seinne kıyısına indik..
Akşama doğru nehrin kıyısında akan hayatı izledik..
Bir uzak doğulu çift,Paris romantizmi yaşıyordu..
Karşı kıyıdakilerin kimi yürüyor kimi kıyıya oturmuş piknik yapıyordu..
Bizim bulunduğumuz tarafta da bir grup genç kız içkilerini,çerezlerini almış;hem yiyip içiyor hem bol kahkahalı bir sohbeti sürdürüyordu..
Herkesin keyfi yerindeydi kısacası..
Oradan ayrıldık..
Pek uzakta olmayan Louvre Sarayı'nın bahçesine gittik..
Sarayın altındaki bahçede eğlence alanları kurulmuş,isteyen istediği gibi eğleniyordu..
Sarayın müze olan tarafında yüzlerce insan karınca misali dolaşıyor,unutulmaz Paris anlarını yakalamak için her köşede fotoğraf çekiyor ya da çektiriyordu..
Onları izlerken kafileyle buluşma vaktimiz yaklaştığı için biz de hareketlendik..
İstikamet yine Eyfel..
Dört dakika sürecek ışık gösterisi için en uygun yere konuşlanacağız..
Akşam karanlığı ile seyyar satıcılar da yerlerini almışlar..
İğne atılsa yere düşmeyecek bir kalabalık,dünyanın her memleketinden ,her dilden bir kalabalık da bizimle birlikte..
Saat geldi..
Işık gösterisi başladı..
Aynı anda yüzlerce kamera ışığı da bu anı saptamak için ona doğru yöneldi..
Tek bir an için binlerce gözün izlediği bu bol ışıklı gösteri de çabucak bitti..
Bizim Paris gezimiz de..
Düzgün bulvarlarda sıralanmış apartmanlar dizisi..
Bulvar kafeleri,Meşhur Şanzelize'de sıralanmış ve meraklılarını mıknatıs gibi çeken marka mağazaları..
Kocaman parklar,heykeller..
Bütün bunları görmek için dünyanın her yerinden buraya akan insanlar..
Evsizlerin meskeni olmuş köprü altları..
Hoşçakal Paris,merak edildiğin kadar güzelsin..
Belki yine gelmek,seni görmek mümkün olur..
Kimbilir..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder