Dün akşam Ankara'ya gitmek için bindiğim vasıtada arkamdaki koltuğa geçkin yaşta bir hanım ve bir bey oturdu.Kendi hallerindeydiler.Ben de kitabımı okumaya devam ettim.O arada o bey yanındaki hanıma heyecanla şöyle söyledi:"Zeynep Hanım,artık resmen nişanlıyız !"
Galiba yanlış anladım diye düşünürken,beyefendinin telefonu çaldı.Arayan kişiye ayrıntıları sıralayınca yanlış anlamadığımı,bu geçkin çiftin gerçekten de iki saat önce resmen nişanlandıklarını öğrendim.Zeynep Hanım'ın felçli bir eniştesi varmış.Nişan yüzüklerini alan mutlu çiftimiz,kendilerine yüzüklerini takma ve onları resmen nişanlama görevini bu eniştenin yapması için buraya gelmişler.Eniştenin felçli parmakları arasına yüzüklerini sıkıştırarak,kendilerinin de yardımıyla,parmaklarına yüzüklerini takabilmesini sağlayabilmişler.Bu jest,felçli enişteyi çok mutlu etmiş elbette.Hatta geçkin nişanlı bey,Zeynep Hanım'ı resmen istemek için de yine aynı eniştenin kapısını çalmış.Bunların hepsini kendisini arayan kişiye telefonda,üstelik yüksek sesle anlatıyordu.İster istemez duyuyorsunuz her şeyi.Tebrik telefonları peş peşe gelmeye başlayınca,her arayana aynı hikayeyi baştan bir kere daha anlatıyordu.Telefon konuşmaları arasında da yine aynı heyecandan kısılan sesiyle:"Zeynep Hanım,artık resmen nişanlıyız !"cümlesini tekrarlıyordu.Zeynep Hanım ise bir kuyumcuya yetişemeyeceklerinden bahsediyordu durmadan..Ankara'ya kadar bu minval üzere ilginç bir yolculuk yaptık.Onları da ilginç bir ikinci bahar yolculuğu bekliyor anlaşılan..Zeynep Hanım'ın o kuyumcuya yetişmeyi niçin o kadar istediğini merak ettim doğrusu !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder