Geçen hafta tiyatro sahneleri Çehov oyunlarıyla doluydu.Biz de hafta sonunda iki matine oyunu izleyerek konuya dahil olabildik.İlk izlediğim oyun Sevgili Doktor'du.Adana Devlet Tiyatrosu oyuncularının performansıyla ve keyifle izledik.Seyirci topluluğu da oyunla bütünleşir bazen,oyun daha bir güzelleşir.Bu kez de öyle oldu.Oyunun yönetmeni de böyle bir kurgu oturttuğu için izleyici de oyuna katıldı.Daha doğrusu oyuncular yönlendirdi.
Çehov'un sekiz oyunundan bir kolajdı oyun..Okuyanlar zaten bilir..Benim sözünü etmek istediğim oyuncular..Özlem Kaya,soprano sesiyle ve canlandırdığı üç ayrı tipleme ile hemen fark ediliyordu.Bütün oyunun ağırlığını üstlenen Murat Özben de öyle..Halil İbrahim Kurum da öyle..Farklı tiplemeleri,üstelik kendileri de eğlenerek çok güzel sunuyorlardı.Çok keyifli bir oyundu kısacası..
Tiyatro izlerken son zamanlarda bu hususa çok takılıyorum.Oyuncu da oyundan keyif alıyor mu?Komedide onun da gözleri gülüyor mu?Dramda yüzündeki hüzün samimi mi?Rahmetli Macide Tanır'ın dediği gibi "Önce kendisi inanıyor mu?"Biz seyirciler bunu fark ediyoruz çünkü..Eğer buna önem de veriyorsanız,oyun daha da etkileyici geliyor.Yoksa izliyor ve salondan çıkınca da ne izlediğinizi bile hatırlamıyorsunuz.Onca kan,ter,gözyaşı,vakit,nakit,bin türlü çaba ziyan olup gidiyor.Üstüne bazı kere pişmanlık da cabası..Keşke gitmeseydim,keşke bunu seçmeseydim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder