10 Şubat 2014 Pazartesi

Hanife Hanım

Pencereden dışarı baktığımda gördüm onu.Kaldırım kenarına oturmuş,soluklanıyordu.Epeydir görmediğim için hatırını sorayım diye balkona çıktım.Beni görünce o da gülümsedi.Selamlaştık.Yüzü ter içinde yine..Kalp yetersizliği var.Kalbine pil takılacaktı birkaç ay önce.Ancak hastanenin talep ettiği ameliyat masrafı nedeniyle yaptıramamıştı.Nasıl olduğunu sordum."İyiyim çok şükür,ciğerlerimde kist mi ne varmış;onu kurutmadan kalp pilini takamazlarmış.Şimdi ayda bir ,o yarayı kurutacak iğneyi yaptırmak ve kontrol için hastaneye gidiyorum.Bu ayın yirmisinde gene gideceğim." dedi.Amcayı sordum."İyi işte,kendini taşıyor.Atsan atılmaz,satsan satılmaz."dedi.Oğlunu sordum."Bir buçuk aydan beridir ne aradı,ne sordu.Canı sağ olsun."dedi.Benim hatırımı sordu.Yavaş yavaş doğruldu.Yükünü sırtına vurup yola koyuldu.
Annem hayatta iken ,penceremizin önünden ağır ağır geçtiği bir gün görmüş,ikimiz de merak etmiştik; koca bir çuvalı sırtına vurmuş taşıyan bu iki büklüm kadıncağız kimdir diye..Kendisi hem yaşlı hem aksıyor;çuval ise onun narin yapısının yanında iyice devasa görünüyordu..Sonra araya annemin hastalığı,ne yazık ki kurtaramayışımız,acıyla kahrolup kalışımız girdi.Kahır perdesi gözlerimin önünden biraz sıyrıldığında, yine bir gün pencereden bakarken onu gördüm.Aynı yükü yine sırtında ağır ağır yürüyordu.Göz göze geldik.Selamlaştık.Halini hatırını sordum.Onu çok daha önce yine burada rahmetli annemle gördüğümüzü,haline üzüldüğümüzü söyledim.Kim olduğunu,derdini sordum.Anlattı.
Adı Hanife imiş.Ordulu'muş.Küçükken annesini kaybetmiş.Babası da yeniden evlenmiş.Üvey anne ,evde fazla durdurmadan biraz boylanınca kocaya gitmesi için zorlamış babasını.O da ihtiyar bir adamın ikinci karısı olarak kızını verivermiş.Kocası hem yaşlı hem hastaymış.Kısa süre sonra ölmüş.Üvey çocukları da Hanife'yi kapının önüne koymuşlar.Yine babasının evine dönmüş.Bu arada hamile olduğunu anlamış.Ölen kocasından dünyaya bir oğlan getirmiş ;ama babasının evinde de yine istenmemiş.Şimdiki kocasıyla evlendirmişler.Adam çok yoksulmuş.Kendilerini zor doyurur olunca bir çiftlik sahibinin teklifini kabul etmek zorunda kalmış.Oğlunu besleyip büyütmek,hem de kendisi için yararlı bir işçi yapmak istemiş o adam.Hanife Hanım da ,üvey baba yanında yarı aç yarı tok yaşayacağına hem karnı doyar hem iş güç sahibi olur diye küçük oğlunu o adama vermeyi kabul etmiş.Çiftlik sahibi oğlunu büyütmekle kalmamış bir de kızıyla evlendirmiş.
Her şey buraya kadar iyi ;ancak oğul,kendisini evlatlık veren annesine kızgınlığını yenemiyormuş bir türlü şimdi.."Bayramlarda gelirler,gelinimle torunlarım içeri girer;ama oğlum kapının önünde durur zorla elimi öper,yüzü hiç gülmez.Bana kahrı hiç bitmez.Benim de her bayramım bu yüzden gözlerim yaşlı geçer."dedi.
Derdi sadece bu da değil Hanife Hanım'ın.Kocası da yıllar önce geçirdiği bir kaza yüzünden çalışamaz duruma gelmiş.Bu nedenle de kadıncağız çöp ayrıştırıcılığı yapmaya başlamış.Pet şişe,plastik ambalaj toplayıp satıyor.Ev kiralarını ve tüm masraflarını bununla çıkarıyor.Biraz da durumunu bilenlerin yardımıyla.Belediye yakacak ve sıcak yemek yardımı yapıyor.Kocasına yaşlılık aylığı henüz bağlandı.Geçinip gidiyorlar işte.Tabii bu kadar kahrın üzerine sağlık problemleri de başlamış.Kalp yetmezliği de tedavi edilmeyi bekliyor.Hanife Hanım da oğlunun yeniden kendisine dönmesini..,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder