11 Eylül 2014 Perşembe

ZAFERE DOĞRU Nefeslerin Tutulduğu An

Tarihe saygı yürüyüşünün 9 Eylüldeki güzergahı Kocadere mevzilerinin gezilmesiyle başladı.Yine bir tepe,yine arazinin elverişsizliği nedeniyle askerlerimizin taşlardan hazırladığı siperler,yine koyu bir sessizlik..
Her savaş mekanını gezerken aynı hüzün hissi hakim oluyor..Bugün baktığımızda sıradan birer tepe olarak gördüğümüz bu coğrafya parçalarında 93 yıl önce kan gövdeyi götürüyormuş..Ana baba kuzuları son nefeslerini bizim şimdi dolandığımız bu arazi üzerinde vermişler...
Üzerlik adıyla bildiğimiz bir yabani bitki var..Aile dağarcığımızda nazara karşı iyi geldiği inancı vardır.Rahmetli annem yazdan toplayıp kuruttuğu üzerlikleri, kışın nazar olduğuna inandığı zamanlarda bir parça kor üzerine koyar,çıkan dumanı dualar okuyarak evde dolaştırır;hatta bizlerin de içimize çekmemizi isterdi..Evdeki nazarı,kötü duyguları(bizimkiler ' pis nefis' derdi !)böylece uzaklaştırdığına inanırdı..Taze üzerlik taneciklerini de kumaş kırpıntılarıyla birlikte dizerek duvara asmak üzere nazarlık hazırlardı..Canım anacığım,nur içinde olasınız babamla birlikte..
Bizim gezdiğimiz savaş mekanlarında bol bol üzerlik var elbette.Bilmediğim ise bu bitkinin genellikle eski bir yerleşim yeri,sürülerin barındığı yerler,ama daha ilginci cesetlerin üzerinde bittiği..Tarihçi ve arkeologlar bunu bilirlermiş..Aslında bu bilgiye sahip olan halk elbette..Biz de her zaman olduğu gibi halkın bilgisine kulak verdiğimizde bilmediğimiz ,bilemeyeceğimiz bazı malumata erişebiliyoruz..Bana çok ilginç geldi..Şimdi üzerliklere başka bir gözle bakmaya başladım..
Yürüyüşün ikinci bölümünde İnler Köyündeki Gazi Tepe'ye gittik.Atatürk'ün Savaş hazırlık planları yapmak için geldiği ve bir anlık dikkatsizlikle belki,attan düştüğü yer burası..Genelkurmay tarafından buraya bir anıt yaptırılmış..Nefeslerin tutulduğu o günün anısına..Bir de burada şehit olan on üç mehmetçiğin anısına..İsimleri yazılmış bir mermer bloğun uzerine..Ancak on iki erin adı var..On üçüncünün adı bilinememiş her halde..Ya da bir karışıklık oldu,bilemiyorum artık...
Tepede iken o günü bir düşündüm..Kimbilir herkes ne kadar korkmuştur..Düşmenin etkisiyle kısa bir baygınlık geçiren Atatürk'ün yüzünü yıkadıktan sonra sapsarı yüzüyle gülümsemeye çalışıp,çevresindeki komutanlarını teskin etmeye çalıştığı anlatılır anılarda..Ama o sırada herkesin sapsarı kesildiğini tahmin ederim..
Toydemir köyündeki siperleri göstermeye götürdü rehberimiz bize..İçinde rahatça dolaşabildikleri o siperler bugün hafifçe içe eğimli bir uzantı halinde sadece..Yani bize siper olduğu söylenmese asla fark edemezdim.Ama asker gözü hemen ayırt ediyor..Tabii hemen şarapnel parçaları bulundu yine..Hatta ben bile minik bir teneke parçası buldum.O döneme ait midir bilmem tabii..
Sonuç;yine hüzün elbette..Ben hep aynı şekilde, o günlerde savaşarak ölen o insanların bu fedakarlıklarını nasıl hak edebiliriz,diye düşünüyorum.Yalnızca bir kez yaşanabilecek bir ömür,yokluklar içinde,savaşın korkunçluğu içinde burada sona erdi.Hayatın güzelliği ve keyfi adına belki hiçbir şey yaşayamadılar.Şimdi onların bu fedakarlıklarını nasıl ödeyebiliriz,nasıl hak edebiliriz bilmiyorum..Hak etmediğimizi düşünüyorum.
Hak etmediğimizi düşünmeme neden olacak o kadar çok şey oluyor ki..Mesela bugün okula gelirken,çarşıda,heykel dediğimiz meydandan geçerken saygı duruşuna çağıran boru sesini duydum,şaşırdım.Bugün ne vardı diye düşünüp sesin geldiği yere doğru bakınırken,boru sesi kesildi.Arkadan İstiklal Marşı'nın geleceğini bildiğim için kımıldamadım artık.Marşa bulunduğum yerden katıldım.Tam karşımdaki otelin altındaki pastanenin kaldırıma çıkardığı masalarda kahvaltı eden üç grupla da karşı karşıya kaldım.Marşın sesi gümbür gümbür duyuluyor.O kahvaltı grubunun hemen yanı başında resmi görevliler selam durumunda marşa katılıyorlar.Ancak grup hiç istifini bozmadı.Kahvaltılarına devam ettiler.Sonra onlara baktığımı sanan ortadaki kalabalık grup ayağa kalktı.Sonra sağdaki grup ayağa kalktı.Soldaki grup,ki selam durumundaki resmi görevlilere en yakın olanlar da onlardı,hiç istifini bozmadan,hatta ayağa kalkanlara,selam duranlara bakınarak kahvaltısına devam etti.Ben de bu durumu izledim,şimdi ne yapmalıyım sorusunu kendime sorarak..Marşı ayağa kalkarak dinleyen o grubu tebrik edip,ayağa kalkmayan gruba da neden kalkmadıklarını sorayım mı;yoksa hiçbir şey yapmadan yola devam edeyim mi?
Marş bitince hem yola devam ettim,hem de kendime de kızmaya..Gidip o saygısızlara sormalıydım aslında..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder