8 Eylül 2014 Pazartesi

ZAFERE DOĞRU Sarıçaltepe

Alagöz'den Mangaldağı'na Tarihe Saygı Yürüyüşü'nün 7 Eylüldeki etabında Yıldızdağı,Sarıçaltepe ve Karatepe(Sivritepe) vardı.
Önce Sarıçaltepe'ye gittik.Sakarya Savaşı'nın gerçek mevzilerini gördük.Askeri bilgiler verildi,gezi koordinatörü tarafından..Gurur ve hüzünle karışık duygularla dinledik..Ovaya hakim yüksekçe bir tepe...Uzaktan Çaldağı,Duatepe,Basritepe,Beştepeler görünüyor..Tabii ben henüz yön tayininde pek iyi değilim..Bazılarını hemen seçebiliyorum..Bazı mekanları seçemiyorum..Buranın yerlileri,askerler hemen biliyor,işaret ediyorlar.Ben şimdilik bakınma devresindeyim.Bilinçli bakma dönemi de inşallah gelecek..
Bu geziye yeğenlerim de dahil küçük bir  öğrenci grubum da katıldı.Dört ay önce Gençlik Haftası'nda gerçekleştirdiğimiz" Duatepe'de Kurtuluş Savaşı Edebiyatı" dersinin bir bölümünü burada katılımcılara sunduk.Güzel oldu.Teknik bilgiden çok anlamayan benim gibiler için Milli Mücadele dönemine ilişkin anı ve şiirlerden oluşan bir sunum daha etkili oluyor.Atatürk ile bir gazetecinin milli meclis ve Milli Mücadele'ye ilişkin söyleşisi de dönem kostümüyle, gerçek savaş meydanında çok etkileyici bir sunuş oldu.Aynısını mayıs ayında Duatepe'de arkadaşlarına sunan öğrencilerim burada da başarılı oldular.Gurur duydum..
Yürüyüşün ikinci noktası Yıldızdağı idi.Yine çevreye hakim bir noktada bir yükselti.Buranın özelliği biraz dramatik..Savaş boyunca asker kaçaklarının sayısı artınca bunu engellemek için İstiklal Mahkemesi'nde yargılanan ve idama mahkum edilenlerin idam sehpası burada..Her tepede sonsuz gibi duran sessizlik, burada biraz daha dramatik geldi bana..Burada kimbilir nasıl dramlar yaşandı.Ya da belki trajediler. İdam sehpası bir ağaçlandırma çalışması sırasında kazayla devrilmiş;ancak bana orada yaşananların ağırlığı nedeniyle gibi geldi nedense..Tabii bunu kimseye söyleyemedim.
Yürüyüşün üçüncü noktası bizim Sivritepe dediğimiz Karatepe 'ydi.Sakarya Savaşı'nın ilerleyen günlerinde bizim ordumuz ve Yunan ordusu arasında adeta inat çatışmasının yaşandığı bir nokta burası..Halk arasında bir günde yedi defa el değiştiren tepe diye biliniyor.Antik çağda bir kale bulunan bu sipsivri tepeyi elde tutabilmek için ne yiğitlerimiz burada son nefeslerini verdi kimbilir.. Bizler işte o topraklarda olağanüstü bir şehir panoraması izlerken , o fedakar nesil şimdi yanımızda olsalar, tam 93 yıl önce bugün düşmanla boğaz boğaza geldikleri o tepenin eteğinde uzanan, parsellenmiş ve burası için astronomik fiyata satılan bağ evlerine baksalar ,bize dönüp ne söylerlerdi acaba diye düşünmedim değil...Tabii bunu da kimseye söylemedim;çünkü o tepenin de içinde bulunduğu arazinin daha doğrusu tarlanın sahibi ve şu anda belediye meclisi üyesi olan zat da yanımızdakilere arazisinin nasıl değerlendiğinden bahsediyordu...
Böylece bugünkü tarih yürüyüşümüz de bitti.Tabii gönlüm karmakarışık..Ah o ölenler,vatanımız için bir günde sonsuzluğa karışan 700'ler,900'ler..O sayılarla ifade edilen; ama esasında bir kerecik yaşayabileceği ömrünü vatanına bağışlayanlar..Ve biz bunu bilerek yaşamanın ağırlığını taşımak zorunda kalanlar..Hele de bu kadarını bile anlamadan yaşayanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder