-Kızım sen hayvanat bahçesinde mi büyüdün?
Yanımda oturan hanımın, karşımda oturan on yaşlarındaki kıza söylediği bu sözle sohbetimiz başladı..
Kendi kızına söylüyormuş..
Karşımda oturan çilli güzel kız hiç cevap vermedi..
Neyseki..
Ve aferin..
Karşılıklı oturan iki hanım kardeşlermiş..
Ankara'ya,ameliyat olan teyzelerine geçmiş olsuna gidiyorlarmış..
Ki aynı zamanda birinin de kayınvaldesiymiş..
Hatta iki kardeş,iki teyzelerinin çocuklarıyla evlendirilmişler..
Tam bir içli dışlılık..
Karşıda oturan hanımın aynı zamanda kuzeni olan kocası inşaat işçisiymiş..
Geçen sene çalıştığı inşaattan düşerek vefat etmiş..
Bu kadıncağız da üç çocukla kalakalmış..
Üstelik çocuklarının en küçüğü olan minik Berat da kas kasılmasıyla süren bir hastalıktan muzdaripmiş..
Çifte çile..
Minik çocuğu özel bir rehabilitasyon merkezine gönderiyormuş..
Devletin onun için bağladığı bakım parasını alıyormuş..
-Zaten mama,bez ve ilaç masraflarını ancak karşılıyor,dedi..
Kocasının çalıştığı günler toplamı dul maaşı bağlatmasına yetmemiş..
Bunun üzerine inşaat firması devreye girerek,hanıma aylık bağlayacak bir formül bulmuş,tazminat olarak da aynı inşaattan bir daire vermişler..
Tüm bunları anlatırkan gözlerinden de sicim gibi yaşlar iniyordu..
-Çorumluyuz biz,Bayat ilçesinden..Onun da bir köyünden..Ekmek parası bizi bu yerlere attı,başımıza da bu işler geldi..Ama kime şikayet edelim..Kader böyle yazılmış bir kere..
Derken de..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder