Bir süreden beri şimdiki adı TLC olan CNBC-E kanalında bir dizi sürüyor..
Call The Midwife ..
Akşam üzeri 19.00'da başlıyor..
Bir saat kadar sürüyor..
İngiliz yapımı olan dizi,İngiltere'de çok beğenilmiş..
İlk yayınlandığı andan itibaren seyrediyorum..
Giderek sarmaya başladı..
Şimdi günlük işlerimi ona göre düzenlemeye ,dizi saatinde evde olmaya çalışıyorum..
Dizikolik mi oldum bilemem ama..
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda,İngiltere'nin yoksulluğundan başka özelliği olmayan bir semtinde,bir manastırda, hamilelere hizmet veren ebeler ve rahibelerin çevresinde,o civarda yaşayan yoksul,çaresiz insanların öyküsü anlatılıyor..
Duygu sömürüsü olmadan,tepeden bakmadan,doğum sahnelerinde iticiliğe varmadan,yerinde drama özellikleri kullanarak;en çok beğendiğim özelliği ise, son derece zarif ve sade kalmaya özen gösteren bir anlatım dili kullanarak..
Dün izlediğim bölümünde finalde söylenen cümle dizisinin ilki buydu..
Bilgi,açması yüzyıllar süren bir çiçek gibidir..
Çocuklar ve gençler, bol bol bilgilendirilmelidir..
O çiçek, yıllar sonra her yerde açmaya başlayacaktır..
Eğitim işiyle uğraşınca çok anlamlı geliyor..
Bilgiyi aktarabilmek için,daha çok da eğitebilmek için öyle çok uğraşıyorsunuz ki..
Siz elinde bilgi tohumları olan bir bahçıvan,öğrencilerinizse toprak..
Kulağınızda da Tohum ve Toprak adlı oyununda Orhan Asena'nın yeniçeriye söylettiği replik:
"Her tohum her toprağa uygun değildir,bazı toprak tohumu çürütür.paşa!"
İçinizde bir ürperti..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder