Okumaya devam..
Şehir kütüphanesindeki anı,biyografi,gezi türündeki kitapların arasında gezinmeye de..
Son aldıklarım arasında Süleyman Nazif'in Malta Geceleri vardı..
Derslerde adını söyleyip geçerdik ama hiç okumamıştım hatta hiç görmemiştim..
90 sayfalık bir eser olduğu için Pierre Loti Hitabesi'nin de eklendiği bir kitaba dönüştürülmüş..
Zaten o da 30 sayfalık bir şey..
23 Ocak 1920'de topluluk önünde sunulan konuşmasında, Türk dostu olarak anılan Pierre Loti'yi övüyor..
Konuşmasını dinleyenler arasında Veliaht Abdülmecit Efendi de varmış..
Konuşma sırasında dinleyenlerin tepkisi de verilmiş satır aralarında..
Malta Geceleri'ne gelince..
1919 martından 1920 ekimine kadar asker ,devlet adamı,siyasetçi,aydın olarak tutuklanarak Malta'ya gönderilenler arasında bulunan Süleyman Nazif,burada bulunduğu süre boyunca duygularını şiirlere dökmüş..
İçlerinde ilginç olan biri,hayalen Namık Kemal ile karşılaşması..
Vatan şairi olarak tanınan Namık Kemal ona memleketin son ahvalini sorunca çok mahcup olarak gidişatın vahametini aktarıyor..
Kitapla ilgili son ekleyeceğim şey ise,Osmanlıcadan çeviride hatalar olduğu..
Bence yeni baskıda bir kez daha gözden geçirilmeli..
İkinci olarak okuduğum kitap İzmir şehri için hazırlanan kitap serisinden Tilkilik semti için kaleme alınan Memleket Kolay Terk Edilmiyor başlıklı olanıydı..
Gazeteci Duygu Özsüphandağ Yayman'ın hazırladığı röportaj türündeki kitapta bir zamanların nezih semti Tilkilik'in giderek köhneliğe sürüklenmesinin nedenleri semt sakinleriyle görüşülerek anlatılıyor..
Bir de fotoğraflarla..
Bana ilginç gelen,semtin sakinleri arasında Halit Ziya'nın ailesi de varmış..
Hatta Halit Ziya yıllar sonra kaleme aldığı İzmir Hikayeleri adlı hikaye kitabında çocukluğunun geçtiği İzmir'i,ailesini anlatıyor..
Otele dönüştürülen dedesinin konağının önünde ise üzüntüden başını çevirdiğini söylediği dramatik anlatımları vardı..
Girit'ten göçenlerin Anadolu'ya riş kapısı olan İzmir'e perişan vaziyette gelenlerin semtteki camide barınmalarının öyküsüne de yer verilmiş..
Gözlerinin önünde yedi çocukları,Girit Rumlarınca kesilen ailenin cenazelerini gömüp Anadolu'ya göçmesinin,hayata yeniden tutunmasının hikayesi de okuyanları buruyor..
Üçüncü kitap Murat Selçuk'un kaleme aldığı Kaçkarlarda Balayı adını taşıyor..
Balayını Karadeniz dağları ve yaylalarında geçirmeye karar veren bir çiftin gezi öyküsünü okudum..
Hem bir gezi rehberi hem de izlenimlerin öyküleştirilerek anlatıldığı eğlenceli ve eğitici bir anı kitabı olmuş..
Onu da bir sonraki yazıya anlatırım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder