Üçüncü sırada Refik Halit Karay anlatılıyor..
Onunla tanışması da Şahabettin Süleyman'ın zorla çağırdığı Fecr-i Ati kuruluş toplantısında bir kenara iliştiği sırada yanına gelmesi ile olur..
İkisi de çekingen bakışlarla toplantıya gelenleri izlerken,kimseyi tanımayan genç Yakup Kadri,içeri girenler hakkındaki ilk bilgileri yanındaki,yeni tanıştığı, Refik Halit'ten öğrenir..
Gelenlerin çoğu Galatasaray Lisesi'nden sınıf arkadaşı olduğu için renkli kelimelerle tanıtan Refik Halit,Ahmet Haşim'in nerede kaldığını merak eden Yakup Kadri'ye şöyle der:"Ahmet Haşim insan içine karışmaz.Vahşinin biridir.Haliyle,suratıyla pek hoşa gidecek adam değildir.Onunla da Galatasaray'dan tanışırız ama uzaktan uzağa.."
Refik Halit'le böylece tanışan Yakup Kadri onunla çok anlaşır..
Birçok vaktini birlikte geçirir..
Yaşamayı seven,iyimser tabiatlı Refik Halit ile birlikte o zamanın Beyoğlu'sunda epey renkli zamanlar geçirirler..
Balkan bozgunundan sonra ,İttihat ve Terakki'ye muhalif olanların sürülmesinden Refik halit de payını alır..Sinop'a sürülür..Oradan da Yakup kadri'ye mektuplar yazar..Bir gazetede mizahi yazılar yazma konusunda yardımını ister..Yakup Kadri'nin yazı işleri müdürlüğü yaptığı Peyam gazetesinde Aydede takma adı ile yazıları yayınlanır..Ve bu yazılar büyük ilgi toplar..
Daha sonra araya giren dünya savaşı,Yakup Kadri'nin akciğer veremine tutulup tedavi için İsviçre'ye gönderilmesi,arkasından gelen mütareke günleri..beş yıl geçmiştir..Tedavisi bitip yurda dönen yazar,memleketi işgal edilmiş bulur..
Annesi ve kardeşi Manisa'ya gitmiştir..Kendisinin oraya gitmesi mümkün değildir..Manisa da işgal edilmiştir..Bütün arkadaşları dağılmıştır..
Beş yıldır bağlantısının koptuğu Refik Halit şimdi Damat Ferit Hükümeti'nde Posta Telgraf Nazırı veya Umum Müdürüdür..
Görüşmek arzusunu bildiren mektubuna "Ben de aynı arzuyu duymaktayım.Fakat seni gidip görmem için birtakım çamurlu yollardan geçmem lazım geliyor.Bunu da bir türlü göze alamıyorum."diye cevaplar..
Millî mücadele taraftarı olan Akşam gazetesinin kurucularından Necmettin Sadak'ın evinde karşılaşırlar..Sinop sürgününde tanışıp evlendiği eşini tanıştırır..Sonra da Yakup Kadri'nin kulağına eğilir:"Nasıl geçtiğin yol korktuğun kadar çamurlu muydu?" diye takılır..
Ancak Kurtuluş Savaşı'na dikbaşlılıkla karşı çıkmaya devam eder ve
savaştan sonra yine sürgün yolu görünür..Üstelik bir acı daha yaşayacaktır orada..Sinop sürgününde tanışıp evlendiği eşi,bu kez sürgüne dayanamayacak ve dört yaşındaki oğlunu da alıp yurda dönerek ondan ayrılacaktır..
10 yıl süren gurbette yaşama ıstırabını bitiren, Atatürk olacaktır..Refik Halit'in yazdığı Deli adlı piyesi bulduran Atatürk,bir akşam sofrada bu eseri okuyup,onun memlekete dönmesinin bir an evvel temin edilmesini ister..
1939'da yurda döner Refik Halit..Yanında sürgünde tanışıp kaçırarak evlendiği yeni ve genç eşi vardır..
Yakup Kadri ile yine buluşurlar..Ancak eski günler çok uzakta kalmıştır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder