15 Ekim 2020 Perşembe
Güz Çiğdemleri
Zamanı geldi..
Havalar soğudu..
Sabahları ayaz kendini hissettiriyor..
Pazara gelen ürünlerde yaz güneşinin sıcaklığı eksilmeye başladı..
Termometreler 28 dereceyi gösterse de yakmıyor artık,çok şükür..
Dolayısıyla kışın habercisi olan güz çiğdemlerinin açmasının zamanıdır..
Yüksek rakımlı yerlerde,özellikle yaylalarda yazın bittiğinin habercisi olan güzelim çiçekler..
Kokuları yok pek..
Ama görüntüleri enfes..
Parlak sarı yaprakları,içlerindeki sarı tozcuklar,sarı tohumcuklar..
Kısacası sonbaharın en gözalıcı sarılarından birini tepeden tırnağa kuşanmış..
Şimdilerde yolumun üzerindeki birkaç bahçeli evin kuytu köşelerinde ve tabiî ki mezarlıkta salınıyorlar..
Sıcağa hiç gelemedikleri için de hafta boyunca onlar için yüksek olan sıcaklarda çabucak soluverdiler..
Solmaya fırsat bulamayan birkaçını da saksağanlar koparıvermiş..
Yetişebildiklerimin fotoğraflarını çektim..
Annemin mezarındakilerin birkaçını kuşlar koparmış,birkaçı henüz kafasını topraktan çıkarmış..
Babamın bu sene bir tanecik galiba..
Onu da dün gördüm..
Kafasını yeşilliklerin arasından uzatmış..
Karanfiline gelince üçü açtı,solmaya geçti;biri de açmak için cesaretini topluyor galiba..
Nasıl nefis kokuyorlar..
Mezarın çevresinde gezinirken kokusu bulut gibi sarıveriyor insanı..
Rengi de enfes bir pembe..
Bakmaya,koklamaya doyulmuyor..
Sonbaharın müjdecilerinden alıçlar,iğdeler de parlak turuncu mantolarıyla dallarda salınmaya başladılar..
Güz gülleri açtı..
Pek kokmasalar da görünüşleri şahane..
Menekşeler de serinleyen havalarla kendilerine geldiler..
Alçacık gönüllü halleriyle bulundukları yerleri şenlendiriyorlar..
Nefes alabilenlerle yaşamak ne güzel..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder